Gönderi

398 syf.
·
Not rated
·
Read in 15 days
Gururun, kibirin ve nefretin pençesinde debelenen bir aşk.
Aşk dediysem öyle romantik ve tutkulu bir aşk değil bu, hastalıklı. Evlatlık edinilen Heathcliff ile ailenin kızı Catherine küçüklüklerinden beri kendilerine ayrı bir dünya kurmuş iki âşık.Bu iki aşığın dünyası Catherine’nin sırf kendini alçaltmamak adına yaptığı bir evlilikle intikam,öfke,nefret gibi bütün kötü duyguların hâkim olduğu bir yerdir artık. Hayatınız boyunca sürekli aşağılandığınızı,hor görüldüğünüzü, dışlandığınızı düşünün? İlk başta olduğunuz insan olamazsınız değil mi? Çünkü yaşadıklarınız sizi bambaşka biri olmaya iter. Siz de ya yapılanların öcünü almak istersiniz ya da tam tersi iyi biri olmak için çabalarsınız. Heatcliff ise kötülüğün timsali olur âdeta. En masumundan herkes bu kötülüklerden nasibini alır.Çoğu yerde “yok ya daha da kötü olamaz” derken beni haksız çıkartmasıyla nefret ettiğim bir karakterin kitabın sonundaki değişimi vicdanımı azıcık sızlatmadı da değil. Fakat bu yaptığı kötülükleri masumlaştırmak olarak algılanmasın. Şöyle de bir şey var birisi bu denli kötüyse onu böyle biri olmaya itenlerin hiç suçu yok mu? Bence Heatcliff çektiği acılara karşılık kendince bir adalet istiyordu.Ama bu sadece öfkesi kadar vicdan azabının da büyük olmasına sebep oldu.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Karbon Kitaplar Yayınları · 202042.8k okunma
·
223 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.