Gönderi

Belleğimizdeki bir ânı/olayı hatırlatmaya çalıştığımızda, bir izlenimler bulutu halinde zihnimizde yer alan geçmişin imgesini arıyoruzdur. Oysa bu arama eylemi bir dışavurumla son bulacaksa da “izlenim ile dışavurum arasında her zaman bir mesafe vardır”. Zira hatırlama eyleminin sonunda ortaya çıkan dışavurum mutlaka şimdiki zamanın referanslarına göre yeni bir biçim alacaktır. Parçalı ve katmanlı bir dokuda gerçekleşen hatırlama eylemi, zikzaklar çizerek yahut sıçrayarak üzerinde gidip geldiği zamansal boyuta sıkı sıkıya bağlıdır ve geçmiş zamanla şimdiki zaman arasında dokunan bir örümcek ağına benzer. Benjamin’e göre, hatırlanan olay, barındırdığı potansiyeller bakımından yaşanmış olaydan farklılaşır. Yaşanmış olayın sınırlılığına karşılık “hatırlanan olaysa sınırsızdır, çünkü kendinden önce ve kendinden sonra olup biten her şey için bir anahtardır sadece”. Hatırlama ânı, geçmiş ve şimdiki zaman arasında yeni bir değerlendirme alanı açar ve bunu durmaksızın tekrar eder. Neticede, Lowenthal’in ifade ettiği gibi “her geri çağırmada yaratıcı yanlış hatırlamalarla bezenen hatırlanan geçmiş orijinal deneyimden daha da uzaklaşır”.
Sayfa 103Kitabı okudu
·
19 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.