Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sahabeyi anlamak gerçekten çok zor...
"Bana rüyamda cennete girdiğim gösterildi. Orada muhteşem bir saray gördüm. "Bu kimin sarayıdır?" diye merak ettim, onun Ömer bin Hattab'ın sarayı olduğu söylendi. Ömer'in sarayına girmek istedim ama sonra Ömer kaskanç adamdır, şimdi ailesiyle beraberdir, içeri girsem rahatsız olur, en iyisi girmeyeyim. Ve girmedim." O esnada Resûlullah aleyhisselamın bu sözlerini dinleyen Ömer radıyallahu anh da demiş ki, "Ya Resulallah, ben kıskancım ama senden bir şey kıskanır mıyım hiç, sana anam-babam feda olsun." Burada duralım Ahmet bin Hanbel rahmetullahi aleyh başka bir hatıra naklediyor: Ömer bin Hattab radıyallâhu anh, Ümmet-i Muhammed'in başı (halife) olduğu ve servetler gelmeye başladığı zaman, ümmetin halifesi vatandaşları maaşa bağlamıştı. Ashab-ı Kiram'ın in büyüklerinden başlanarak bir derecelendirme yapıldı ve bu uygulandı. Değerli hizmetleri olanlar önceye alındı, sonra sıralamaya geçildi. Ömer bin Hattab bu sırayı incelerken bir numarada kendini görmüş ve neden ilk sıraya yazıldığını sormuş. Böyle uygun gördüklerini söylemişler. İtiraz etmiş ve "benden önce iman edenler var, beni Allah’ın koyduğu yere koyun demiş ve listenin başına ilk iman eden kitleyi, ashab-ı Bedir koymalarını söylemiş. Üsame bin Zeyd radıyallahu anha (ki Efendimiz aley hisselamın azatlı kölesinin oğludur) listede kolay bir benzetme yaparsak- üçüncü dereceden maaş alanlarda yer verilirken Ömer radıyallahu anhın oğlu (Abdullah ibni Ömer) dördüncü dereceden maaş alanlarda yer bulmuş. Abdullah ibni Ömer, babasına şöyle demiş: "Baba, Usame bin Zeyd yaşça benden küçük ve benden sonra Müslüman oldu, cihada benden çok katılmadı, benden fazla da Kur'an bilmiyor onu nasıl benden yüksek maaşlı yaptın, bunun neresi adalet?" Ömer radıyallâhu anh. "Yavrum, yanlış düşünüyorsun." dedikten sonra eklemiş: "Resulullah senin babandan çok onun babasını, seviyordu. Rasûlullah seni seviyordu ama Usame'yi senden çok seviyordu. Bunun için de onun maaşı senden fazla oldu. Dostu, Resûlullah'ın vefatından on sene sonra, onun yüreğindeki sevdaya göre maaş düzeni kuruyor -ekonomik değerlere göre değil. Halbuki Ashab-ı Kiram biliyorlardı ki Usame bin Zeyd, Abdullah ibni Ömer'in talebesi olacak seviyede biri değildi. Abdullah ibni Ömer daha âlimdi ve takvası yüksekti. Efendimiz aleyhisselam da onu bu şekilde seviyordu. Fakat gelin görün ki Ömer radıyallahu anh'ın anladığı değer, aritmetik değerler değildi. Laf anlayacağı zaman yürek sevdasına göre anlıyor. Biri ailece muhabbetlerini bozmamak için dostunu cennette bile rahatsız etmemeyi düşünüyor, öbürü de onun Usame'yi daha çok sevdiğini hesaba katıp yüksek maaşa daha layık olduğunu söylüyor. Elbette bu iki olay arasındaki bağlantıyı kurmak da bir aşk meselesidir. Biri seviliyorsa o sevginin bedelini ödemeye hazır olduğunu ispat ettiği için seviliyordur zaten. Öldükten sonra iyi sesli hafızları toplayıp muhteşem bi "şefaat ya Resulallah!" çekildiğinde aşk yürümüş olmaz. Resulullah aleyhisselamin çok sevdiğini düşünerek birini kendimizce de değerli hale getirebiliriz belki; Resûlullah'ın onu çok sevdiğini söyleriz ama o hayattayken Resûlullah'a hiçbir şey vermemiştir. Yalan aşk.
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.