Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1025 syf.
10/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Sadece bir roman değil, bir felsefi metin.
Düşündüren, meraklatan, sorgulatan, psikolojik tahlilleriyle karakterleri adeta canlandıran bir roman: Karamazov Kardeşler Baba Fyodor Pavloviç, kadın düşkünü bir adamdır. Çocuklarının hiçbirine babalık yapmamıştır ve çocukları akrabalarının yanında baba sevgisizliği ile savrulmuştur. Aynı zamanda arsızdır da Fyodor Pavloviç, hiçbir zaman yüzünün kızardığını görmezsiniz. Dimitri (Mitya), en büyük oğludur. Babasıyla aynı kadına aşık olur. Ailede büyük bir facia yaratır bu durum. Her şey bununla kalmaz tabii. Babasıyla olan alacak verecek meselesi, iddia ettiği miras baba oğulu iyice birbirine düşürür. Para için nişanlısından borç alır, sevgilisi ile bu parayı harcar. Hem parasının yarısını harcayacak kadar aşağılık, hem de diğer yarısını vicdan yaparak saklayacak kadar içindeki iyi yönü öldürmeyen bir insandır aynı zamanda Mitya. Gruşenka’ya olan hastalıklı derecede aşkı, onun için her şeyi yapabileceği duygusu kötü sona sürükler onu. Babası için tehditkar konuşmaları, sevgilisi babasını seçerse olacaklar onun beynini kemirir durur. O gerçek bir kıskançtır. “Othello’nun kötülük bilmeyen, çocuk gibi saf bir ruhu vardı; saftı ama, ihanete dayanamıyordu; bağışlayamıyor değil, dayanamıyordu. Gerçek kıskanç ise bambaşkadır; onun nelere katlanıp sineye çekeceği ve bağışlayabileceği güç kestirilir.” diyor Mitya’dan bahsederken Dostoyevski. Hem aşk kıskançlığından her şeyi yapabilecek hem de en ufak gülümsemede yelkenleri indirecek karakterdedir Mitya. Alyoşa ise Karamazov ailesinin “meleği”dir. Toplumun ideal insan tiplemesini yansıtır adeta. Dindar, yalan söylemekten kaçınan, kötülükten ve babasınında ve abisinde bulunan kadın düşkünlüğünden ve şehvetten uzak bir karakterdir. Ulaşılmak istenen insan tipidir. Babasının tek sevdiği evladırır. Etrafındaki herkesin güvendiği, sözüne itimat ettiği kişidir. İvan, yakınlık kurmaktan uzak bir karakterdir. “Ben insanların yakınlarını sevmesinin nasıl mümkün olduğunu oldum olası anlayamadım. Bence, özellikle yakınlar sevilmez de uzaklarımız sevilir.” diye düşünmektedir. Bir insanı yakınen tanıdıkça onu sevmek mümkün değildir. Uzaktan herkes daha iyi görünür. Onun da babasına karşı düşmanca hisleri vardır. Ateisttir, dinle ilgili çarpıcı düşüncelere sahiptir. “Tanrı olmasaydı onu icat etmemiz gerekirdi.” der İvan. Ve insan gibi vahşi, zararlı bir yaratığın böyle bir ihtiyacı duymasını sorgular. İnsanın şeytanı kendi benzeri olarak icat ettiğini söyler. İnsanın insana yaptığı kötülükleri anlatır, insanın hayvanlara zalimce davranışlarından da yakınır. İnsanlarda “hayvanca zalimlik” vardır düşüncesini eleştirir. Hayvana hakarettir bu. İnsanın ustaca zalimliğinin yanına hiçbir şey yaklaşamaz. Çocukların neden acı çektiğini, böyle bir şeye neden gerek olduğunu sorgulatır bizlere. Günahsız, masum çocukların acı çekmelerine anlam veremez. Büyüyünce nasıl olsa günah işleyeceklerdir düşüncesine şiddetle karşı çıkar. Küçücük çocuklara çektirilen acıların cehennemle ödenmesi yeterli midir? Her suçluyu bağışlayabilir miyiz? Çocuklarını köpeklere yem eden bir adamı annesi nasıl bağışlayabilir? Çocuğunun ıstırabını bağışlayamaz. “Büyük Engizisyoncu” bölümünde din sömürüsünden bahseder. Dönemin Hristiyanlık anlayışının çürüklüğünü gözler önüne serer. İsa, insanları dine inandırmak için mucizeler sunmayı kabul etmez. İnancın ekmek ile satılmadığını söyler. Engizisyonun başındaki din adamı, İsa’yı düzeni bozulmaması için tutuklatır. Bu bölüm düşünceler içinde sürüklenmemize yol açar. İnsanlar özgür olduklarına emindirler, ama kendi elleriyle özgürlüklerini teslim ederler. “İnsan toplumunun, ezelden beri, özgürlükten çok yadırgadığı şey olmamıştır!” “Zavallı insanoğlunun baş derdi, kendilerine doğuştan bağışlanan özgürlükten sıyrılıp bunu bir an önce başkalarına devredebilmektir.” İnsanoğlu yeryüzündeki nimetleri göktekine tercih eder. Ölümlü dünyanın nimetlerinden vazgeçemez. Dönemin din adamları İsa’nın din anlayışından kopmuştur ve insanların özgürlüklerini ellerine almışlardır bile. *** İvan, düşünceleriyle sadece okuyucu etkilememiştir. Onun “her şey mübahtır.” düşüncesi Smerdyakov’u cinayete iter. Smerdyakov, Pavloviç’in gayrimeşru çocuğudur. Düşünceleri bakımından İvan’a benzemektedir. Kitapta acınası ve önemsiz bir karakter olarak görürüz onu. Sara hastasıdır ve sık sık nöbete yakalanır. Bir gün İvan’la konuşmasından sonra adeta cinayete göz kırpmıştır. Pavloviç’ten annesine yaptıkları ve kendi babasının uşağı olduğu için zaten nefret etmektedir Smerdyakov. Her şey mübahtır düşüncesi cinayet düşüncesi fitilinin ateşleyicisi olur. Romandaki en silik karakter birden tüm olayların bitiricisi olur.
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,5bin okunma
·
201 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.