Gönderi

Horla.
Mutluluğumuzu ümitsizliğe, kendimize güvenimizi üzüntüye dönüştüren bu gizemli etkiler nereden kaynaklanır acaba? Sanki gözle görülemeyen hava, bilinmez güçlerle dolu ve biz de bunların gizemli dokunuşuna maruz kalıyoruz. Gırtlağım yırtılırcasına şarkı söyleme hevesiyle neşe içinde uyandım. Neden? Su boyunca kisa bir gezintiden sonra, birdenbire sanki beni evde bekleyen bir felaket varmış gibi sıkıntı içinde geri dönüyorum. Neden? Acaba tenime değip giden bir ürperti mi sinirlerimi sarsıp ruhumu kararttı? Olanca değişkenliğiyle gözlerimin önünden geçerken aklımı bulandıran bulutların biçimi mi acaba? Günün rengi mi, yoksa nesnelerin rengi mi? Kim bilir? Çevremizdeki görmeden baktığımız ya da tanıyıp bilmeden yanından geçip gittiğimiz, gerçekten dokunmadan şöyle bir değdiğimiz her şeyin bizde, organlarımızda ve onlar dolayısıyla düşüncelerimizde hatta yüreğimizde ortaya çıkan hızlı, şaşırtıcı ve açıklanamaz sonuçları var mı? Ne kadar derindir, şu görünmeyenin sırrı! Onu, ne küçücüğü ne de büyüğü, ne çok yakındakini ne de çok uzaktakini seçebilen, ne bir yıldızda ne de bir su damlasında yaşayanları fark edebilen gözlerimizle veya hava titreşimlerini sesli notalar şeklinde ilettikleri için bizi yanıltan kulaklarımızla yani sefil duyularımızla ölçemeyiz.
Sayfa 2 - Kapra Yayıncılık
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.