"Hiperbolik görüşün olumladığı teknolojik ütopya, her an bir distopyaya dönüşebilme potansiyelini taşır. Çünkü bu görüşe göre, post-insan ideasına ulaşılması demek, etik, politika gibi meselelerin 'aşılması' anlamına gelir. Teknolojik gelişmenin, yoksulluk, kıtlık, ırkçılık, iktidarın paylaşımı gibi temel sorunları kendiliğinden çözeceğini düşünmek, en iyimser tabirle naiflik olabilir. Bu noktada üzerinde düşünülmesi gereken asıl mesele, teknolojik gelişmelerin içinde bulunduğumuz krize (hem birlikte yaşamın krizine hem de aslında dönemselliğimizin teknik bir makas değişimine, teknolojik bir devrime tekabüliyetinden doğan krize) iyileştirici bir yol bulma problemidir. Bir yandan krizin müsebbibi olan teknolojik gelişmenin, bir yandan bu krizi hiç değilse 'hafifletebilmesi'nin yollan üzerine düşünüp taşınmak, içinde bulunduğumuz zamansallığın bize yüklediği acil bir sorumluluktur."