Gönderi

184 syf.
7/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Arnavutluk toplumu Osmanlı ile Enver Hoca arasında iki arada bir derede.
İsmail Kadare Arnavutluk'un en önemli yazarlarından biri olduğunu bu tarihi kurgu romanı ile kanıtlamış bana göre. Her ne kadar sonunu çok beğenmesem de Rüyalar Sarayı fikri ve alegorik anlatımını çok sevdim. Gerileme veya Duraklama döneminde olan Osmanlı Devleti'nin Rüya Bakanlığından gelecek rüyalarla nasıl şekilleneceğini okuyoruz. Bir yandan da ana karakter anlatıcımız Mark Alem'in (ismi ile bile doğu batı sentezi ve Arnavutluk'un temsili) Rüyalar Sarayı'nda önce 'Seçim Birimi'nde daha sonra terfi ederek 'Tabir Sarayı' biriminde çalışmasını okuyoruz. Mark Alem Qyprilliler (Köprülüler) ailesine mensup. Bu tarihi öneme sahip soy elbette romanda Enver Hoca ile Osmanlı Devleti eleştirileri üzerinden de kurgulanıyor. Karanlık ve sıkıcı bir atmosferi var Rüyalar Sarayı'nın bu yönden Kafkavari denilebilir. Ama buna rağmen romanın kendisi hiç sıkıcı değildi. Ülkenin dört bir yanından gelen rüyaların seçilmesi yorumlanması ve hatta sultana sunulmak üzere 'ana rüya' seçilmesi ana temayı oluşturuyor diyebilirim. Tabiki ortada böylesine koca bir imparatorluk varken rüyalar aracılığı ile ulaşılabilecek şeylerin ucu bucağı yok: manipülasyon, darbe girişimleri, sivil itaatsizlikler veya askeri ayaklanmalar, komplolar, entrikalar. Toplumsal yaşam yönünden gasp, yolsuzluk, dış politika yönünden ittifaklar, savaşlar. Kitabın tek beğenmediğim yeri sonu oldu bana göre bundan en az üç kitaplık tarihi kurgu serisi çıkarılabilirdi ama sonu biraz oldu bittiye getirilmiş gibi hissettirdi. Ne olursa olsun Arnavut yazar Kadare kesinlikle radarıma girdi ve romanını begendim.
Rüyalar Sarayı
Rüyalar Sarayıİsmail Kadare · Jaguar Kitap · 2022265 okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.