Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

SAVAŞ BARKÇİN İLE SÖYLEŞİDEN KESİTLER
• Ülkemizde “muhafazakâr” denilen kesim önce Batıcılar’ın okuduklarını okumaya çalıştılar.Sonra onlar gibi yazmaya çalıştılar.Böylece “biz sizin bildiğiniz dindarlardan değiliz,bakın daha moderniz” mesajı vermek istiyorlardı.Kitabı daha çok bir statü aracı olarak gördüler.Kitabın içeriği ve kıymeti giderek geride kaldı. Batılı klasikleri ve felsefe kitaplarını okumayı değerli görüp,gençlere de öyle gösterdiler.Batıcı tarzda bir “aydın” sayılmak için dillerini büktüler,uydurukçaya sarıldılar. Nitekim geçenlerde meşhur İslâmcı bir abinin gençlere tavsiye ettiği okuma listesine baktım. “Çağı anlamak için” diye verdiği listedeki elli kitap arasında bir ilim, irfân kitabına, hatta bir müslümana ait olan bir kitaba bile rastlayamadım. • Çok kitap okumak da, aynı kitabı çok kere okumak da tek başına bir fazilet değildir. Kişinin tek bir hikmeti duyup onunla amel etmesi, bir an durup Mevlâ ile arasının nasıl olduğunu kendine sorması, Aristo’yu iki yüz kez okumaktan daha faziletlidir. • Entellik ile âlimliğin aynı şey olmadığının farkına varmaktır. Daha bir ilmihâl okumadan “İslâm âlemi” nin sorunlarını tartışmanın nefsin bir belâsı olduğunu fark etmek gerekiyor. •Kendimizi, âlemi, kısacası insanı okumak gerekir. Asıl okunması gerekenler kendini okumuş insanların eserleridir. Filozoflardan, Batılı isimlerden önce ârifleri, velîleri, gerçek mütefekkirleri ve edibleri okumak gerekir. • Akla sahip çıkmak her şeyin, her bilginin, kavramın aslını imana bağlamak ile olur. Kişi Bourdieu veya Marks’ın dedikodusunu yapınca imanı daha çok parlamaz. Allah’a yakin elde edemez. Amel işlemiş olmaz. Ama bunlara iman ve ibret nazarıyla bakarsa, bunların arada bir hak söylediklerini hikmet olarak alır, bâtıl söylediklerini ibret nazarıyla reddederse kazanır. Gerçek şu ki bu kadar bâtılın içinde bir gram hak arayacağımıza, hak olduğunu bildiklerimizin kitaplarından kıymet devşirmeliyiz. • Düştüğümüz perişanlığın aslında o kadar çok sebebi yok.Tek bir temel sebebi var: Biz aslımızdan koptuk. Aslımızdan, yani fıtrat, iman ve kulluktan… İmam Şiblî hazretleri bir gün bir yerden geçerken bir vâizin halka “Allah mahşerde şunu şunu soracak” diye konuştuğunu duyar. Ona seslenir: “Ey vâiz! Allah o kadar çok soru sormayacak. Bir tek şey soracak: “Ey kulum, dünyada Ben seninleydim, peki ya sen kiminleydin?” Evet, hepimiz müminiz diyoruz ama mümin değilmişiz gibi okuyor, yazıyor, iş yapıyoruz. O yüzden bu kadar çok yazmaya,konuşmaya, makâma, paraya-pula rağmen hâlâ aynı perişanlık içindeyiz.
·1 alıntı·
111 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.