Gönderi

Salih kendini bildi bileli seyrediyordu. Al gözüm seyreyle dünyayı demiş, yola çıkmıştı. Bu sözü de Temel Reis­ten duymuştu. Temel Reis ona bakmış bakmış, yeni ahbap olduğu sıralar, belki ağları ördüğü günden bir ay sonra, o günlerde olacak, ilk olaraktan o okşamayı çok seven elini uzatmış, ellerinin parmakları ne kadar da uzun, kamış gibi, Salihin saçlarını okşamış: "Senin adın, Al Gözüm Seyreyle Salih olsun," demişti. "Sen hep seyreyliyorsun dünyayı." Salih, gözleri kocaman kocaman açılmış, ta kendini bildiğinden bu yana dünyada ne görmüşse şaşırmış, onun karşısında, yanında, uzağında durmuş, içine girercene, canını verircene, canını koymuş, bütün gücünü, insanlığını gözlerine toplamış, baktığı şeyle, ağaçsa ağaçla bütünleşmiş, bir olmuş, kuşsa kuş, bulutsa bulut, balıksa balık, çiçekse çiçek, karıncaysa karınca olmuş, insansa, sevdiği insansa insan...
Sayfa 23 - Görsel Yayınları
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.