Daha da fazla ağlamak zırlamak istemiyorum ya bu benim bünyeme fazla. Bitirdiğim günden beri kendime gelemedim. Ne hakkın var yazar hanım? Psikolog masraflarımı karşıla yoksa seni polise vermek durumunda kalacağım. Düşündükçe fena oluyorum. Offff.. Normalde yoruma geçmeden kısaca bir konudan bahsederim ama kitabın tanıtım bülteninde zaten her şeyi apaçık özetlemişler. O yüzden direkt sizi his bombardımanına tutuyorum. Şimdi ilk olarak şunu belirtmeliyim ki ben aşk üçgenlerinden de, ilişkilerde çok eşlilikten olmaktan da, ikisi arasında kalma olaylarından da nefret ederim. Bunun bu zaman kadar tek istisnası Cehennem Makineleri Serisi’nden Jem Castair ve Will Herondale ikilisinde oldu. Bir tek o zaman aşk üçgenini sevdim. Şimdi bu istisnaya bir ikinci daha eklendi ve Jesse ile Sam ikilisine de açık açık vuruldum. Bütün karakterler gerekli deneyime ve bu tecrübelerin getirdiği hayati olgunluğa erişmişti. Yani saçma sapan hareketler okumadık. Saçma sapan kararlar verilmedi. Herkes mantık dahilinde, duygularını ve aklını aynı anda kontrol edebiliyordu. Ona göre kararlar alıp hareket edebiliyordu. Bu da hem karakterleri daha çok sevmemi sağladı hem de kitabı daha da gerçeğe dönüştürdü. Emma’nın durumunu kuzenime anlattım ve ikimiz birlikte oturup düşündük biz olsak ne yapardık diye. İnanın o kadar zor bir durum ki.. O kadar imkansız, karmaşık, normalden apayrı bir durum ki yazar acaba nasıl sonunu getirecek diye düşünüyordum. Çünkü bana aşırı imkansız geliyordu. Yazarın insana o duyguyu geçirişi hele… Emma’nın her türlü duygusunu kendi içimde yaşadım adeta. O ikinci kez gelen yıkım, hayatın sillesini ikinci kez yiyişinin öfkesi, ne istediğini ve ne yapması gerektiğini bilemeyişi.. Çaresizce çabalaması ama bir türlü çıkış yolu bulamaması.. İnanılmazdı. Hepsi okura kuvvetli bir akışla geçirilmişti. Zaten yazarın yazım diline diyecek tek bir kelime bile yok. İnanılmaz akıcı. Bunlar dışında Taylor Jenkis Read’in her kitabında, ana konunun yanında ailevi değerleri, ailevi sorunları ve ailenin yerini de ele alışını, bunu okura hissetirişini çok seviyorum. Kadın hayatı her yönüyle ve gerçekçiliğiyle ele almaya çalışıyor ve bu duruma bayılıyorum. Bir de kitabın sonundan bahsetmeliyim.. Ama ne son… Şimdi böyle deyince aşırı korkunç ya da şoke edici bir son bekliyorsunuz ama öyle bir şey değil. Tam da bitmesi gerektiği gibi bitiyor bence. Fakat öyle bir kahredici yazılmış ki.. Ağır ağır, sessiz sessiz sizin içinizi kemiriyor o son. Günler sonra bile aklınıza gelince için için ağlıyorsunuz. Üzülüyorsunuz. İşte öyle sessiz bir acısı vardı bu sonun. Okuyup sizin de yanmanız gerekiyor benimle… Şimdi de yazardan tek istediğim Jesse’nin de hikayesini anlatan bir kitap yazması. Jesse’yi Emma’dan önce, Emma’ylayken ve Emma’dan sonra şeklinde anlatsın, onun da duygularını ve yaşadıklarını okuyalım istiyorum. İstemiyorum. İhtiyaç duyuyorum. Taylor yap bize bu iyiliği. Bunlar dışında başka diyecek bir şey yok. Tek kelimeyle on numara beş yıldız.. ••• Kitaba puanım: 5/5 Hoşçakalın •••

Tek Gerçek AşklarTaylor Jenkins Reid · Yabancı Yayınları · 2023237 okunma

·

74 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.