Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İslam'da Çok Eşlilik
Allah tarafından gerektiğinde kullanılmak üzere verilmiş bir izindir. İslam öncesi dinlerde çok eşliliğe izin verilmiş olup uygun bir sınırlama dahi yoktu. Islamiyet'te ise dörtten fazlası yasaklandı. Diğer taraftan bu da o kadar kayıt ve şartlarla bağlandı ki iyice sınırlanıp zorlaştırıldı. Öyle ki dine uygun şekilde uygulanması çok zor hale gelmiştir. Zira birden çok kadınla evlenecek kimse, hanımlarının her birini ayrı bir evde bulundurmaya, evin tefrişinden tutun da odalarının nakış ve boyalarının bile aynı ayar olmasını sağlamaya, elbise ve ziynetlerinin birbirlerinden asla farkı olmamasına dikkat göstermesi zorunludur. Bunun ne kadar güç olduğunu anlatmaya gerek yoktur. Bizde karısını beslemek ve giydirmek tamamıyla erkeğin görevidir. Medeni bir ortamda, bir kadını bile idare zor oldu- ğundan dolayı, birden çok hanımla evlilik işte böyle az olanbir durumdur. Çünkü bizde bir kadını kocası beslemez ve idare etmezse, o kadının mahkemeye başvurmaya hakkı vardır. Böyle durumlarda mahkemeler, erkeğe karısının nafakasını temin etmeyi emreder. Koca bu emri yerine getirmeye mecburdur. çok evliliğin kesinlikle yasak olduğu cemiyetlerde bile bu katı yasağın pek çok zararlan görülmüştür. Sonuç olarak şimdiki Avrupa'daki erkeklerin pek çokları bekar ve kadınların pek çokları evlenmemiş olarak kaldığından, metreslik denilen kötü adetler yayılmıştır. Kadınların ikisini, üçünü bir kocaya ortak etmekten kurtaralım derken daha zararlı şeylere yol açılmıştır. Mesela gayri meşru şekilde dünyaya gelen birçok günahsız masumun sefalete düşmesinin yanında, bunlardan doğan nice insanın felaketine ve ömürleri boyunca utanç içinde yaşamalarına neden olmuşlardur. Ancak doğal çocuk (evlad-ı tabiiye) denilen biçareler her türlü insani haklardan mahrum bırakılmışlardır. Ne kadar çalışsalar çabalasalar, ne kadar eğitim ve öğretim görseler veya zengin olsalar yine de kendileriyle iftihar olunmaz, anne babasına utanç nedeni olarak kalır. Erkek olanlarına hiçbir aile kız vermek istemez. Çünkü ailesi olmadığı için bir aile içine girmesi layık görülmez. Kız olanların da ne olageldiklerini siz de bildiğiniz için anmaya hacet görmem. Bunlar sevilmekten ve sevmekten mahrumdurlar. Çünkü alımlarından (pic) damgası silinmez bir şekilde kazılmıştır. Ya bunların kabahati nedir? İşte bu biçareler isteyerek bu hâlde dünyaya gelmedikleri gibi, sonra istemeseler dahi bu halden kurtulamazlar. Ama Müslüman kadını isterse ortak ile oturur, istemezse boşanır; diğer bir kocaya varır. Islamiyet çocukların babasız olarak dünyaya gelmesini önlemek için zinayı katiyen yasaklıyor. Bir eşle yetinmeyecek olan erkeklere çok evliliğe izin verdiği gibi, buna karşı kadınlara da ortak istemedikleri zaman, bir kadın ile yaşayabilen başka bir koca bulmak için boşanma imkanı verilmiştir."
·
321 görüntüleme
Damla okurunun profil resmi
Toplumun hayat tarzı, gelenekleri, kültürü, erkek-kadın nüfus ora- ni, ekonomik ihtiyaç ve imkan, sosyal statü, bölgesel şartlar gibi diş fak- törlerle de yakından ilgili olan çok evlilik insanlık tarihinde yaygın bir geçmişe sahip bulunmaktadır. Eski Babil ve Mısır'da yaşayanlardan Atinahlar a, Hintliler'e, İranlılar'a, Türkler 'e, Slavlar'a, Cermenler'e ve Anglosaksonlar'a varıncaya kadar birçok millet ve toplumda çok evliliğin uygulama alanı bulduğu bilinmektedir. Brahmanizm ve Zerdüştilik gibi Do- gu dinlerinde çok evlilik meşrû kabul edilmiştir. Yahudilik ve Hıristiyanlık ta çok evliliği yasaklayan bir hüküm yoktur. Cahiliye dönemi Arapları arasında da yaygın bir uygulamaya sahip olup evlenilen kadınların sayısı konusunda herhangi bir sınırlara yoktu. Kabile ve ailelerin gücü ilk planda nüfusa dayandığından çok evlilik, iş gü- cünü arttıran ve savaşlar sebebiyle uğranılan nüfus kaybını telafi eden tabii bir yol olmasının yanında o günkü yerleşik ve göçebe Araplar in hayat tar- zının, kadın-erkek nüfus oranının, gelenek ve kültürlerinin bir sonucu idi. Hatta çok evlilik kuvvet ve servetin. tek evlilikse zayıflık ve fakirliğin sem- bolü kabul edilmekte ve bu sebeple çok evlilik toplum içinde bir iftihar ve itibar vesilesi sayılmaktaydı. İslam dini tek evliliği teşvik etmekle birlikte prensip olarak çok evliliği yasaklamamıştır. Ancak zorlaştırıcı birtakım kayıt ve şartlardan başka ona bir üst sınır getirmiş ve en çok dört kadınla evlenmeye izin vermiştir. Ko- nu ile ilgili olarak Kur'ân-ı Kerim'de, "Eğer velisi olduğunuz mal sahi- bi yetim kızlara haksızlık yapmaktan korkarsanız hoşunuza giden ka- dınlarla iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Şayet aralarında ada- letsizlik yapmaktan endişe ederseniz bir tane almalısınız veya sahip olduğunuz cariyelerle yetinmelisiniz. Doğruluktan sapmamanız için en uygun olan yol budur" denilmektedir. Öte yandan Hz. Peygamber, beş hanımla evli olarak İslamiyet'i kabul eden Nevfel bin Muaviye'ye biri- sini bırakmasını,2 sekiz hanımlı Kays bin Hâris ile on hanımlı Gaylân bin Seleme ye de' dörtten fazla olan hanımlarını boşamalarını emretmiştir.
Hadislerle Kadın - İşretü'n-Nisa (2 Cilt Takım)
Hadislerle Kadın - İşretü'n-Nisa (2 Cilt Takım)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.