Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

276 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Kitap dostu arkadaşlarımla birlikte okuduk öyküleri. Birlikte okumak ayrı bir keyifti. Mitat Enç’in Uzun Çarşı’nın Uluları adlı kitabında 22 öykü yer alıyor. Geleneksel anlatıya sahip karakter hikâyeleri bunlar. Gaziantep yöresinin gelenekleri, yapıları, söyleyiş tarzını içinde barındıran hikâyelerde dönemin zihniyetini net olarak görebiliyoruz. Kadına bakış açısı son derece rahatsız edici öykülerde. İstiklâl mücadelesinin etkilerinden de bahsedilen anlatılarda cumhuriyet kazanımlarının henüz sindirilemediği görülüyor. Hoş hâlâ sinderemeyenler var da neyse… Mitat Enç’in karakterleri oldukça gerçekçi. Yazarın birçoğunu tanıdığına yemin edebilirim ama ispatlayamam.Karakterlerin bazıları hikâye hikâye geziniyor. Kitapta en beğendiğim öyküler: Bodur, Kız Ali ve Asiye Teyzenin Evi’ydi. Buradan sonrası kitabın özeti sayılır. 1.Aktar Musa Efendi İşini layıkıyla yapan Musa Efendi’nin hayırsız evladı ile imtihanı anlatılıyor öyküde. Yöresel deyim ve sözcüklere yer veren bol tasvirli bir anlatı. 2.İmam Baba. İnsanüstü sezgi ve yeteneğe sahip olduğuna inanılan İmam Baba’nın enteresan hayatı anlatılıyor öyküde. Bu arada dönemin zihniyetini de okuyoruz. 3.Bilâder Ağa Bilâder; kambur, çarpık, çelimsiz bir adam. Eski fesleri kaynatıp onararak geçimini sağlıyor.Aynı zamanda ayan takımının, eşraf meclisinin olmazsa olmaz eğlencesi. Eşraf takımına soytarılık yaparak, onları güldürerek her türlü eziyete katlanıyor. Sanki Tanrı onu bunun için yaratmış izlenimi veriyor. 4.Berber Hüseyin Uzun Çarşı’da dükkânı olanlarlardan biri de Berber Hüseyin. Eli, dili çalışan işini ustalıkla yapan berberin tek marifeti tıraş değil. Dişi, başı beli ağrıyanlar da ona gelir; benim diyen doktorlara taş çıkartırcasına kırık çıkık yapar, müşterilerini memnun ederek dükkanından gönderirmiş. Berber Hüseyin; daha teknoloji icat olunmadan, mertlik bozulmadan sergilermiş marifetlerini. İyi ki de bu günleri görmemiş. 5.Köse Hafız Cebiş İmam’ın üçüncü karısı Fatma’nın oğlu Köse Hafız. Babasının onu bulmak için üçüncü hatunu aldığı kıymetli erkek çocuk.Ne yazık ki çok beklenen bu oğlan, babası gibi güçlü kuvvetli, tuttuğunu koparan bir erkek değildir.Hatta bu pısırık oğlanın erkekliği konusunda da söylentiler vardır. Anasına babasına layık olamayan Köse Hafız, savaş sonrasında beslediği at yoluyla epeyce bir para kazanır. Elaleme gösteremediği erkeklik hünerlerini atı vasıtasıyla gösterir ve ailesi tarafından yeniden kabul görür. 6.Deli Bekir Çarşının gülü Deli Bekir handaki develerle ilgilenen çarşı ahalisini güldüren bazen de kendi gülen bir meczup. Zaman ilerleyip düzen değiştiğinde çarşının o eski dinginliği yerini telaşlı, gürültülü bir hayata bırakır. Bu yeni düzende Deli Bekir’e yer yoktur. 7.Arzuhalci Hacı Hacı Ömer onu dolandırmadan önce adı da işi de başkadır. Kara Memik, işletsin diye parasını Hacı Ömer’e kaptırdıktan sonra parasını geri almanın yollarını ararken Hacı Öner’i şikayet için gittiği hükümet binasında arzuhalci olur. 8.Kuyucu Kör Hafız Beş altı yaşlarında çiçekten gözlerini kaybeden ve “evceğizinde” bir başına yaşayan Kör Hafız geçimini kuyuya düşen öte beriyi çıkararak sağlar. Aynı zamanda gözlerini yitirmeden önce başladığı Kur’an derslerine de devam eder. Kimseye dayanmadan ayakta durmayı başaran Kör Hafız; yaşı geçkin, evde durmaktan bıkkın Hattuç Hatun’la evlenince sevgiyle ona dayanır. 9. Bodur Efendi’nin erik bahçesini ekip biçen Çavuş’un iki oğlu vardır: Bodur ve Gebeş.Hem fiziksel hem de ruhsal yönden birbirinin zıddıdır bu iki oğlan. Babası gibi çalışkan Bodur, herkesten emir alır her işe koşturur ama Gebeş’i Allah yesin, içsin uyusun döl yapsın diye yaratmıştır.Bodur, ekip biçtikleri bahçeye göz diken Cafer Ağa’yı öldürünce hapse düşer ve orada komut vermeyi öğrenir. Bundan kelli hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. 10.Eşek Kasabı Ali Bayram Çarşıda arada bir görünen Ali Bayram, iri yarı cüssesi ve belindeki sustalı bıçağı ile çoluk çocuk herkesi ürkütür. Önüne gelenle dalaşıp dövüşür, hapishaneye ve tımarhaneye girer. Onun olmadığı zamanlarda millet bir rahat nefes alır ama genelde bu durum pek uzun sürmez hemen içeriden salıverilir. Ali Bayram’ın çarşıdan pazardan satın aldığı eşekleri parçalayışı onun duygusuzluğuna yakışır cinsten. Eşekleri satın alırken karşısına dikilen olursa da vay hâline. Ona diklenen talihsizin sağından solundan girip, adamın üstünden aşıp gereğini yapar. Pazarda işlerin kesat gittiği bir zaman Ali Bayram köye iner ve orada bir baba oğul ile karşılaşır. Onu yemeklerine ortak eden insanlara kötülük edince de layığını bulur. 11.Kız Ali Kaşları rastıklı, gözleri sürmeli, yüzü pudralı Kız Ali çarşı eşraflarındandır. Berber dükkânı işleten Ali, çevre halkı tarafından sevilir. Kız Ali; çorap örer, içki meclislerinde şarkı söyler, oynak köçek havalarında gerdan kırar. Bütün bunları kendi istediği ile yapar. Yine bu meclislerden birinde eğlence sürerken adı sanı bilinmeyen kişiler sebepsizce insanlara saldırır ve ortaya çıkan kargaşada Kız Ali baskıncılar tarafından bıçaklanır. 12.Ahraz Ahraz; hayvanların tımarını yapar, ahırın temizlik ve düzenine bakar. Çocukları ve hayvanları çok seven Ahraz, evin düzeninden sorumlu Hacı'dan haz etmez. Onunla hiç anlaşamaz. Ahraz’ın en yakın arkadaşı arada bir onu ziyarete gelen Alnısakar’dır. Fransız ihtilali esnasında evin beyi tüm ev halkını toplayıp güvenli bir yere taşır.Evde bekçi olarak Hacı ve Ahraz bırakılır. Aradan günler aylar geçer. Havada kurşunlar uçuşur. Ambar diplerinde ne var ne yok sıyrılır. Hatta ele geçen kedi köpek de yenir. Silahlar susunca Ahraz; kentin düştüğünü ev halkına haber vermek için aç susuz bitap bir hâlde köye gider. 13.Bir Malul ve Bir Gazi Şükrü Çavuş, mescidin altındaki dükkânda alaca dokur. Anlattığı hikâyelerle çocukların ilgisini çekmeyi başarır. Evden yiyecek içecek getirmeleri karşılığında onlara Çanakkale kahramanlıklarını anlatır. Hacı, Şükrü Çavuş’un yalan uydurduğunu söyler. Ona göre asıl kahraman hükümetin bağladığı aylıkla ve onun bunun verdiğiyle geçinen, doğru dürüst konuşamayan Topal Ahmet’tir. 14.Hacı Arap Hikayelerin kahramanları öykü öykü gezinirler. Ahraz adlı öyküdeki Hacı Arap’a da bu öyküde rastlarız. Evin dikkafalı, paragöz hizmetkârıdır Hacı Arap. Kimi zaman mutfak parasından aşırır kimi zaman da bağ bostan satımından para kaçırır.Hacılığına bakmadan bir de tefecilik yapar ki evlerden ırak 15.Gelin Emine “Baht olmayınca başta ne kuruda biter ne yaşta” derler eskiler. Emmun bacı da talihin yüzüne gülmekte direndiği bahtsız kadınlardan…Dört kez evlenir ama hiçbir koca onun yüzünü güldürmez, hepsi ona farklı farklı sorunlar çıkarır. Emmun bacı en son kocasından da darbe yiyince üstüne bir yılgınlık gelir. Fakat her evliliğinde onu kınayan, onu hafif meşrepli kadın olarak gören Karpuz hocaya göre Emmun bacı iflah olmaz bir aşüftedir. 16.Hapoba Yazın, evin çocukları, Bebirge köyüne ortakları İslam Mehmet’in evine gitmek için can atarlar. İslam Mehmet’in annesi olan Hapoba’nın hikayelerini dinlemek için sabırsızlanırlar. Fakat evin gelini Ayşe bu ziyaretlerden pek hoşnut değildir. Gelenler yiyip içerler bir iki haftada aylıklarını günlük ederler diye kendinden bile esirgediği yiyecekleri saklamaya çalışır. Bebirge’nin en büyülü yanı Hapoba’nın masallarıdır.Hapoba göçüp gidince Bebirge’nin de büyüsü bozulur, adeta çocukluktan bir şeyler eksilir. 17.İki Candan Komşu Hikâyenin adı “İki Candan Komşu” ama Patpat Ali Efendi ile Söylemez Mustafa Efendi birbirlerine pek de öyle sevecen davranmıyorlar. Yan yana manifaturacı dükkânı işleten komşular sürekli birbirleriyle uğraşıyor, biri diğerini kızdırmak için çeşit çeşit oyunlar hazırlıyor. Bu oyunların sonunu hayırlı görmeyen mahallenin ileri gelenleri araya giriyor ama didişmeye alışmış olan “candan komşu"lar, hiç duracak gibi görünmüyor. 18.Kara bey Kara bey şehrin en varlıklı ailelerinden birinin oğlu. Ataları sabuncu. Kavruk, alımsız babası Durdu ve kemikli köşesiz görünümlü anası Şakire’nin adaklarla, hocalarla zorla buldukları; üzerine titredikleri oğulları Kara bey sesiz sakin, donuk , tutuk, mutsuz bir çocuktur. Diğer çocuklar gibi oyun oynamaz, akranlarıyla vakit geçirmez. Yaşı 18’ e geldiğinde ailesi onu evlendirmek ister. Kara bey, anası Şakire gibi çelimsiz olmayan, sarışın, akça pakça Gülsüm ile evlendirilir. Fakat Kara bey’in tutukluğu gerdek gecesi ve sonrasında da devam eder. 19.Fotinli Mehmet Efendi Fotinli Mehmet Efendi, şehrin en büyük manifatura dükkanının tahsildarıdır. Müşterilerin çoğu alışveriş sonrası parayı peşin ödemez, veresiye alır. Dükkân sahibi Emin Bey, borcunu ödemeyenlerin üzerine Fotinli Mehmet Efendi’yi salar. Fotinli ne yapıp eder borçlulardan parayı tahsil eder. Bu işte o kadar ustadır ki Osmanlı onu hazine tahsildarı yapsa devlete olan borçları toplayabilecektir. 20.Hacivatçı Vakas O dönemin ramazan geleneği çok iyi aktarılır bu hikâyede.Ramazan eğlencesinin bir parçası olan Karagöz oyununun oynatıcısı da Vakas’tır. Vakas, hem cambazlık yapar hem Karagöz oynatarak iftar sonrasında kahveye gelenleri eğlendirir. Dosta güven veren, düşmana korku salan bu güçlü kuvvetli adamın bir gün hastalanacağı düşüncesi kimsenin aklına gelmez ama hayat işte…Kime ne yapacağı bilinmez. 21.Kendini Arayan Adam Mıstık Ağa kan davası yüzünden köyünden kaçar, üç oğlunu, karısını alarak kente gelir.Etrafı çevrili bir eve yerleşir.Bir müddet sonra büyük oğlan Hamo Mehmet Efendi’nin torunu Ahmet’ten mektebe gittiğini görür ve heveslenir.Yaşına göre iri kıyım olan Hamo mektepte başarılı olamayıp iyice büyüyünce babası onu okuldan alıp evlendirir.Tarla tapanla ilgilenir bir müddet.Sonra okul arkadaşlarına rastlayınca okuma hevesi yeniden depreşir.İlk önce okulu dışardan bitirmek için uğraşır.Beceremeyeceğini anlayınca kendimi yetiştireyim, adam olayım yeter diye düşünür. Sadece kendini değiştirmeye kalksa iyi. Anasını, karısını çevresinde cahil gördüğü kimseyi beğenmez olur. Kıyafetini, dilini hatta ismini de değiştirir. Diploma alamayacağını anlayınca kağıt parçasının ne gereği var diyerek hukuk sevdasına tutulur. Tarlayı,bağı bahçeyi boşladığı için de elinde avucundakileri kaybeder ama okumuş adam olma sevdası devam eder. 22.Asiye Teyzenin Evi Asiye teyze ile yeğeni Hattuç bacı aynı evde yaşarlar. Uygarlık canavarı sokaklarına kepçelerle girer, Asiye teyzenin babadan kalma evinin sağına soluna koca koca binalar dikerler. Asiye teyze ve Hattuç bacı; inşaatın, tozun toprağın ortasında kalmışlardır. Müteahhitler onun evinin yerine de pasaj yapmak isterler ama Asiye teyze iki oğlunun ısrarına rağmen direnir durur. Oysa bu değişime koca Antep şehri karşı koyamamıştır. Söğüt ağaçlarının yerini sıvama yapılar almış, fıstık ve zeytin ağaçlarının yerine fabrikalar yapılmış, mezar yerlerinin üzerine alışveriş merkezleri kurulmuştur. İki oğlan, annelerini ikna edemeyeceklerini anlayınca onu kandırarak evden çıkarırlar; evini yıktırıp yerine gösterişli bir yapı diktirirler.
Uzun Çarşının Uluları
Uzun Çarşının UlularıMitat Enç · Ötüken Neşriyat · 1993346 okunma
·
560 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.