Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yağmur dinmedi. Dinsin de istemedik. Tanenin cama değişini dünya, kokusunu cennet Gelmedi aklımıza bir filika yapmak Ve gelmedi lübnanda bir gecenin dibi Feridin sesini sevdik elbet Ama daha dokunaklı bulduk kabbani yalnızlığını Ayalarımızı semaya doğru kaldırıp şıp sesi duyduk Yansıma dedi işini iyi bilen hekimler Şıp dediler Anıdır dedik bizse Dededen kalma tüfek, enfiye kutusu ve mızraklı ilmihal Yağmuru biz ekledik sonradan Teyemmümün bozulduğu hallerde yer buldu kendine Abdest alınacak suların hükmünde Bir de şey vardı tabi: çocuk, yara, yağmur Bir de şey: ucunu sivrilttiğimiz bıçakların yukarıdan aşağıya inişi Bir de: yara yeniden, fakat başkasının. Yağmur dinmedi. Dinsin de istemedik. Sabah bir canavar gibi girerdi hanemize çok gerçek Bin yıllık masallar düşünürdük çok renkli, prensesli Elma derdik şimdi düşse, yerine yağmur düşerdi Tıpırdamak diye çağırırdık, tıpırdardı çün gençliğimiz Sefalet tıpırdardı, tıpırdardı sızım sızım sızlayan kalbimiz Ah evet kalbimiz: bir ceylan koşar gibi uçsuz bucaksız bir çayırda Kalbimiz: kırıldıkça kendini onaran bir sincap ağzı Kalbimiz: sanki her şeye dayanır ve dağılırmış gibi bir şark şarkısıyla Yağmur dinmedi. Dinsin de istemedik. Kupkuru bir eli öpüp girdik halkaya bir şam tekkesinde Uçmayı denedik, geride bırakmayı, unutmayı Yaşamamış olmayı diledik bundan öncesini Sarhoş bir zakirbaşı, başıbozuk bir derviş olup Hayır: olup değil olarak, bozarak değil zaten bozuk Yüzümüzdeki yenikleri yenilgi sayarak ki haklıydık Esmerdik, yükselen bir ses eşlik edince yağmura vallahi haklıydık Bundan öncesini yaşamamış olsaydık sensiz bir sonsuzlukta Kalırdık ‘fa’ alem ennehu’da, uyurduk uyanmazdık, uyanır uyumazdık. Balta bulur ormana, orman bulur aşka düşerdik Şüphesiz o ne güzel bir düşüştür ve kurtuluş düşmektedir Bir eteğe tutunup korkmadan düşmekte bütün düşlerden Görünmedi kara: kurtulamadık ve bunu denemiş olmanın Görünmedi görünmeyen, elimiz böğrümüzde kaldık Dünyadır dedik haydi boz bir kaside dinleyelim Madem yaşamıyoruz, belki böyle ölürüz. Yağmur dinmedi. Dinsin de istemedik. Yürüyorduk durmadan Yürüyorduk durmadan Yürüyorduk arkadaşlar ve yoksulluk Çaya birikmiş çetele, yere uzamış sakal ve bir yığın acıyan Acıdıkça demini alan, açılan bir yitik okyanusa Yaz yüzlü kızlar geçerdi önümüzden, dumanlar geçerdi Acıyan Eskiten tüm cümleleri, esriten tüm geceleri Yaz yüzlü kızlar dumanlarıyla ve korkmadan Bürümcükleriyle ve kast ederek canımıza Demek pıçak gibi, demek van goghun tarlaları gibi Şart olsun keseceğim ben de kulağımı Gözümle duyacağım yağmuru sene ikibinonyedi Sene bilmem kaç Arkadaşlar ve yoksulluk Çeteleler ve dünyanın unutma biçimleri Geveze ve umutluyuz oysa suskun ve çaresiz olmak revaçta Arkadaşlar var hala, yoksulluk var lakin kızlar evlere kaçtılar Biz okyanus dediydik meğer akvaryummuş Dünya denmiş adına, vay canına. Yağmur dinmedi. Dinsin de istemedik. Mitralyözle mavzeri ayırt edemeyen gevşeklikten tiksindik Ayçiçeğini sevdik, ellerini sevdik köylülerin: testiyi, mavzeri, kadını Güneş alnacımızdaydı demincek, tarlaydı, köstebek korkusuydu Şimdi yağmur, çiçek kokusu, ince sızılar Beribaştan bir türkü hatta Belki söylenmemiş şeylerin türküsü Belki gizlenecek yerlerin, ellerin, kadınların Köy odalarının, beyaz çarşafların, pembe tenin Çözülmüş sırrın değil çözülmemiş düğmenin türküsü Köylü çocuklarının yurt odalarındaki yersizliğinin Yakından sevmelerin türküsü Şafak dersem çık ulan kitapsız Cevr ile cefa dersem dokun bana Temmuz dersem öp Çünkü türkümüz türlü mahcuplukların türküsü Bütün olmayanların türküsü ki at dediğin alinin atıdır Bu beygiri dehledim, yine de yetemedim ebemkuşağına. Yağmur dinmedi. Dinsin de istemedik. İsim koymamışlar doğarken Yağmur getiren olsun dedim madem Gece yağmuruydu Muazzam bir öykünün giriş cümlesiydi Gelişmedi Kısmet dedim kız kulesine doğru. İSMAİL KILIÇARSLAN
·
390 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.