İnceleme spoiler içerir.
Şarkı Oğuz için bitti ama ikimizde dans etmeyi bıraktık..
Kendinizi gidip yemeğin, suyun, ışığın olmadığı bir odaya kilitleyin. Üstelik orası soğuk olsun. Yanınızda sizinle beraber hiç tanımadığınız on üç kişinin daha olduğunu düşünün. Korkunç geliyor değil mi? Ben bu korkunçluğun orta yerinde, ateşler içindeydim. Dönüp kafamı çevirdiğim her yerde cesetler vardı. Umut denen o duygu, bir damar gibi ruhumdan kopmuştu ve ben o kopan damar yüzünden kan kaybediyordum. Herkes bir bir ölüyordu ve bu kaçamadığımız bir lanet gibiydi.
İstanbul depremi. Bu anlatılıyor kitapta. İstanbul depremi ve depreme metroda yakalanıp enkaz altında kalan 14 liseli. İçlerinden sadece biri kurtuluyor. 13 cansız bedenle- üstelik bunlardan biri de sevdiği çocuk - günlerce enkazda kalıyor ve sonra kurtuluyor. Buna kurtulmak denirse..
Bestegül
Oğuz
Akil
Bakil
Esra
Arzu
Selim
Cesur
Fatih
Berfin
Melodi
Keskin
Ümmü Gülsüm
Şüeda.
İşte bu 14 çocuk ve 14 farklı hikâye. Her birinin ölümüyle o kadar üzüldüm ki.. Ama beni en çok sarsan Oğuz 'un ölümüydü. Bestegül'ü düşünemiyorum gerçekten. Allah kimseye böyle dert vermesin. Sevdiğiniz çocuk kollarınızda can veriyor ve hiçbir şey yapamıyorsunuz. Sizde ölmek istiyor ama kurtuluyorsunuz..
Ben tabiki birçok kötü sonla biten kitapta yaptığım gibi bunda da hikâyenin sonunu kafamdan değiştirip mutlu sonla bitireceğim.
Okumak isteyenlere şimdiden iyi okumalar dilerim. Tam rs'den çıkaracak kitap.