Sollozzo garsonla konuşmak için başını çevir di. Michael sol eliyle masayı olanca gücüyle itti. Sağ elindeki tabanca neredeyse Sollozzo’nun başına değ di. Adam o kadar atikti ki kendini toparlamış, kaçma ya bakıyordu. Ama ondan daha genç, daha çevik olan Michael derhal tetiği çekti. Kurşun Sollozzo’nun ku lağıyla gözü arasına saplandı, öteki taraftan çıktı. Şaşkına dönen garsonun beyaz ceketi kemik ve kan parçalarıyla lekelendi. Michael içgüdüsüyle, tek bir kurşunun yeterli olduğunu anladı. Çünkü Sollozzo son anda başını çevirip bakmış, Michael onun güzelliğin deki hayat ışığının sönmekte olduğunu görmüştü.
Michael’in Sollozzo’yu haklamasıyla McCluskey’e dönüşü arasında yalnız bir saniye geçmişti. Polis on ların kendisiyle hiç ilgisi yokmuş gibi duygusuz bir şaşkınlıkla Sollozzo’ya bakıyordu. Başına gelecekler den habersiz gibiydi. Çatalı tutan eli havada kalmış tı. Bakışlarını yavaş yavaş Michael’a çevirdi. Onun kaçmasını yahut birileri tarafından yakalanmasını bek liyordu sanki. Michael gülümsedi. Tetiği çekti. Kurşun McCluskey’in gırtlağına saplandı. Adam sanki büyük yutamayacağı bir lokma almışçasına tıkandı. Boğuk sesler çıkarıyordu. Michael onun öldürücü yara al
madığını anlamıştı. Soğukkanlılıkla tetiğe tekrar do kundu. ikinci kurşun adamın ak saçlı başını delip geçti.