Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

647 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler içerir İlk kitabı okuduğumda Feyre'nin sevgilisinin Tamlin olmasından hoşnut değildim. Kötü karakter gibi gelmiyordu fakat ilgimi hiç çekmemişti hatta Rhys kitapta baş gösterdiği ilk zaman keşke bu karakterle sevgili olsalar dedim. Çünkü gerçekten eğlenceli bir karakter gibi görünmüştü bana Rhys. Tamlin ise daha çok sakin yerinde duran bir karakterdi ve bu da diyologların sadece romantik olmasına yol açıyordu bu yüzden bana saçma geliyordu. Bana göre insan sevgiliyse aynı zamanda gülebilmeli, eğlenebilmeli. Feyre'ye gelecek olursak bazen o kadar aptal hareketleri söylemleri oluyordu ki beni çileden çıkartıyordu. Her ne kadar Feyre beni çileden çıkartsa da sonrasında daha mantıklı düşünmeye başladı. Aynı zamanda ruhsal durumu da güzel verildi bence. İlk başlarda depresyondayken sonrasında yavaş yavaş güçlenmesi neyin doğru neyin yanlış olduğunu daha iyi kavraması mutlu etti beni. Doğrusunu söylemek gerekirse ben Feyre karakterinin daha güçlü olmasını isterdim. Aynı Amren gibi tabi Amren kadar değil ama biraz daha güçlü olsa daha iyi olurdu. Rhys karakterini inanılmaz sevdim bıraksanız sabaha kadar bu karakter hakkında konuşabilirim. Ben kitaba ilk geldiği zamanlar bile kötü karakter olarak gösterilse de içten içe bu karakterin çok eğlenceli olduğunu seziyordum. Aynı zamanda keşke sevgili olsalar bile diyordum ama böyle olacağını asla tahmin etmiyordum benim bile hayal ettiğimden daha güzel bir şekide eş oldurlar. Rhys'in iyi kalpliliği benim gönlümü fethetti. Sadece Feyre için değil arkadaşları ve halkı için de fedakarlıkları beni bu karaktere daha da bağladı. Ve eşine bu kadar sevgiyle onu bu kadar önemseyerek hareket etmesi ona göre şekil alması Feyre'yi asla hiçbir şeye zorlamaması her şey için kendi iradesinin karar vermesine izin vermesi, Rhys eş olduklarını bildiği halde bile söylemeyip sadece gerçek Rhys'i tanıdıktan sonra Feyre'nin karar vermesini istemesi de beni cezbetti. Zaten olması gereken buydu fakat Rhys bunu her şeyde yaptı en küçük ayrıntısına kadar. Rhysle Feyre arasındaki uyumu çok sevdim. Özellikle bazı kısımlar inanılmaz hoştu. Rhys'in Feyre'yi dinlemesi ona önem vermesi çok güzeldi. İnsan bazen kendini böyle bir sevgilim olsa keşke demekten alıkoyamıyor. Aynı zamanda Rhys nerde geri çekilip nerde Feyre'yi koruyacağını çok iyi biliyordu. Tamlin gibi " Gücü elime aldım sen evde otur." demedi. Gerektiğinde Feyre Rhys'i gerektiğinde de Rhys Feyre'yi korudu. Ve aynı zamanda aynı sorunlardan geçtikleri için ikisi de birbirini çok iyi anladı bu da daha uyumlu ve anlayışlı bir çift olmalarını sağladı. Rhys'in Tamlin kadar toksik olmaması ve Feyre'nin Rhys ile birlikteyken Tamlin'in ne kadar toksik olduğunu fark ettiğinde çok rahatladım. Allah'a şükür sonunda anladı sonuçta anlamayabilirdi de. Ya özellikle Feyre günden güne erirken ve sürekli geceleri kusarken Tamlin'in bir kere bile halini hatrını sormaması beni sinirlendirdi. Hayır sen benim sevgilimsin sana derdimi anlatıyorum kulaklarını kapayıp " Ben seni kaybetmekten korkuyorum bu yüzden eve kapatıyorum." diyemezsin. Bu bildiğin bencillik. Evde de öleceğim zaten. Evde bunaltıdan ölmektense dışarda içim rahatlamış bir şekilde düşmanlar tarafından öldürülmeyi yeğlerim. En çok sinirimi bozan olaylardan birisi de Tamlin'in sarayında Feyre'ye sürekli bebek gibi davranılması. Allahım yarabbim bu kız insan köyündeyken kendi çıkıp avlanmaya başladı bir kere. AMARANTHA'NIN MAĞARASINDA HAYATTA KALDI KİME ANLATIYORSUNUZ? Tamlin gücü yokken Feyre için bir kere bile savaşmamışken Feyre gitti Tamlin'i kurtardı. Sonra herkes geliyor Feyre için neyin iyi neyin kötü olduğunu tartışıyor. Ya bu kızın aklı yok mu bide kendisi için neyin iyi olup olmayacağını bilmiyor mu? Sonra da size anlatmaya çalıştı bide. "Bakın ben böyle yaşayamıyorum." dedi. Dinlemediniz sonra kaçınca da Tamlin bir yerleri dağıtsın sarayını yok etsin savaş çıkarsın YETER cidden sıkıldım yani. Bu sırada Rhys'in grubunda herkes beni tatmin etti. Tam olarak grup dinamiği ve ilişkiler güzeldi herkes yerli yerindeydi. Ve karakterleri tanıdıkça kimin nasıl bir kişiliği olduğunu gördükçe herkesin nasıl bir tepki vereceğini tahmin etmek de eğlenceliydi. Gruptaki herkesin ayrı ayrı hikayesini okumak onları daha da iyi tanımamıza ve sadece yan karakter onları da ayrı ayrı sevmemize olanak tanıdı. Genel anlamda ise işleyiş güzeldi. Sadece kitap inanılmaz uzun geldi. Saçma yerlerde uzatıldı gibi hissettim. "Artık sadede gel tamam yeter!" dediğim yerler oldu. Tamam olaylar oluyor ve bazen merak ediyorsun ama bir yerden sonra ilgin kayboluyor sıkılabiliyorsun. Sadece acaba devamında ne olcak? diye okumaya devam edebiliyorsun. Merak ettiğim şeylere bakacak olursak Lucien kesinlikle rahat durmayacak kesin bir yerleri karıştıracak illa ne yapıp edip her şeyi ortaya çıkaracak gibi hissediyorum. Zaten kıllandı rahat durmaz. Asıl Feyre ve Rhys ile orta noktada nasıl buluşacaklar onu merak ediyorum. Bide Tamlin durumu anladıktan sonra ne olacak onu merak ediyorum. Yoksa yine Feyre Rhysle buluşunca yine beynine girdi falan demez herhalde. Oldum olası ters köşeleri sevmişimdir. Tahmin edemediğim olayların gerçekleşmesi beni her zaman daha çok eğlendirmiştir ve bence yazar bunu çok iyi bir şekilde yapmış kitapta. Üçüncü kitabı sabırsızlıkla okuyacağıma eminim. Ama öncelikle bu kitabı hazmetmem gerek. Bu arada bunlar tamamen benim fikirlerim kimse katılmak zorunda değil.
Sis ve Öfke Sarayı
Sis ve Öfke SarayıSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20202,931 okunma
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.