Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
13. yy'da İslam felsefesi Avrupa'nın heryerinde okunmaya ve kabul görmeye başlamıştı. Hristiyanlar için akaid noktasında tehlikeler baş göstermeye başlayınca Paris Başpiskoposu Etienne Tempier ''1270 Paris Kınamaları'' ve ''1277 Paris Kınamaları" nı kaleme aldı. Aynı konuda felsefi bir itiraz olarak da Romalı Giles eserini yayımladı. Amaç İslam felsefecilerinin görüşlerinin Avrupa halkını etkilemesini önlemekti. Romalı Giles eserinde, Hristiyan düşünce dünyasını dış etkilerden korumak için islam düşünürleri ve eski filozoflardan; Aristoteles, İbn Rüşd, İbn Sina, Gazali, İbn Kindi ve İbn Meymun'a reddiye vermeye çalıştı. Her ne kadar Giles anti tez sunmaya gayret gösterse de Gazali'den oldukça etkilendiği görülmektedir. En temel reddiye noktası ise İslam Felsefecilerinin teslis inancı karşısında ortaya koyduğu akli delillerdir. Giles'in Tanrı'nın cüzlere ayrılması ve parçalanamaz olması konusunda sunduğu anti tezler geçerli ve inandırıcı değildir. Tanrı'nın tek ve bir olması konusunda muhattapları çok daha akılcı ve sağlam kaynaklar sunmuşlardır. Giles'den nice sonraları ortaya çıkan Spinoza ise Giles dahil teslisi savunan felsefecilerin önermelerini yerle yeksan etmiştir. Günümüzde bu açıdan Giles'in önermeleri geçerliliğini koruyamamış, fikirleri takipçi edinecek konuma ulaşamamıştır.
·
77 görüntüleme
Gediz