"Onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz..."
Kitap böyle başlıyor ve şöyle de bitiyor;
"Koyunlar, keçiler ve koçlar için ne kadar bayramsa Kurban Bayramı bu barış var ya, bu barış Cephedekiler için o kadar barış..."
Gülmeden edemedim ama çok klişeydi, incelemelerine bakıyorum herkes bi' övmüş bi' övmüş. Halbuki diğer aşk kitaplarından bir farkı olduğunu sanmıyorum. Çünkü bu "aşk" kavramı o kadar sıradan hale gelmiş ki ortada dönen birkaç cümle üzerinden bin tane yazar kitap çıkarıyor.
Bu nedenle herkesin "evet, duymuştum" dediği o cümleler derlemesi olan kitap diyebilirim, okumak size bir şey katmayacak. Okumamak ise zaman kazandıracak kesinlikle. :)
"Ferhad ile Şirin’i, Leyla ile Mecnun’u, Romeo ile Juliet’i efsaneleştiren, imkânsız bir sevdayı göze alıp kavuşamama bahtsızlıkları değil midir?" (s26)