Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
HİFA HATUN VE SÜHEYB Hifa hatun... Güzelliği ve zenginliği dillere destan olmuş bir ay parçası... peşine düşmeyen krallar, vezirler ve sultanlar kalmamış... Kimi ayaklarına halılar sermiş... kimi cevherler ve paralar dökmüş... kimi köyler kasabalar bağışlamış... kimisi de sarayının anahatarlarını yollamış... Hifa hatun'un gönlü ise ebedî sevdayla, ilahi aşkla yanmış... Bir gün efendimizin (a.s.m.) huzuruna çıkıp: -Ey Allah'ın Resulü, demiş. Bana, beni cennete götürecek bir şeyler öğret. Hifa hatun, Peygamber Efendimizin(a.s.m.)"Gündüzleri oruç tut" ya da "Geceleri namaz kıl"gibi bir tavsiyede bulunacağını sanmış. Efendimiz (a.s.m.) ise: -Ya Hifa, senin önce evlenmen lazım, diye buyurmuş. Zira bununla dininin yarısını emniyete alırsın! Hifa,büyük bir teslimiyetle boynunu bükmüş: -siz kimi münasip görürseniz ben ona razıyım, demiş. Efendimiz(a.s.m): -Yarın sabah mescide ilk gelenle evlen, buyurmuş. Hifa hatun ise, bu teklifi tereddütsüz kabul etmiş. Bu haberi Süheyb adında fakir ve gariban bir sahabi da duymuş ama asla dikkate almamış. Çünkü evi, yurdu olmayan; karnını zar zor doyuran;kâh ağaç altında, kâh mescitte sabahlayan bir garibanın, zenginliği ve güzelliğiyle ünlü birisini gönlünden geçirmesi ne mümkünmüş. Ama bakın şu Allah'ın işine ki o sabah bütün sahabiler çeşitli sebeplerden dolayı geç kaldıkları halde, Efendimiz(a.s.m.) ilk gelenin Süheyb olduğunu görmüş. Peygamberimiz (a.s.m.) güzel bir hutbe okumuş ve nikahlarını kıymış, sonra da dünyada hiçbir maddi varlığı olmayan Süheyb ile kralların uğruna yarıştığı Hifa hatun'u eve yollamış. O gece: -Ya Hifa, demiş Süheyb. Biliyorum, sen benim için bulunmaz bir nimetsin. Ben ise senin için sadece bir yüküm. Bunun için benim şükretmem, senin de sabretmen lazım. İster misin şu geceyi ibadetle geçirelim. Zira Efendimiz (a.s.m)" Cennette yüksek bir çardak vardır. Orada yalnız şükredenlerle sabredenler otururular" buyurmuştur. Öyle de yapmışlar, seccadelerini gözyaşları ile ıslatarak, kalplerini zikir ile aydınlatmışlar. Cebrail aleyhisselam, olup biteni Resulullah efendimize anlatmış, onları yüce Allah'ın cennetle müjdelediğini söylemiş. Ertesi sabah,namazdan sonra Efendimiz(a.s.m.) Süheyb'in yanına oturarak : -Ey Süheyb, demiş. Geceki halini sen mi anlatırsın, yoksa ben mi anlatayım? Süheyb başını yere eğerek: -Allah'ın Resulü(a.s.m.) en iyisini bilir, cevabını vermiş. Efendimiz (a.s.m) ise: -Ne mutlu size, demiş. İkiniz de cennetliksiniz. Süheyb derhal secdeye kapanarak: -Ya rabbi, diye yalvarmış... sen ki beni affetin, o zaman günahlara bulaşmadan canımı al! Ruhundaki iman öylesine coşmuş ki, yüce mevla bu dileğini kabul ederek, daha secdedeyken ruhunu teslim almış. Mescitte bulunan sahabiler büyük bir şaşkınlıkla içinde gözyaşı dökmüşler. Efendimiz (a.s.m.) -Size daha şaşılacak bir şey söyleyeyim mi , demiş, bu olayın şoku içinde secdeye kapanan Müslümanlara. Şu anda hifa hatun da ruhunu Hakk'a teslim etti. Bu iki Allah aşığının mezarlarını yan yana yapmışlar. Birinin mezar taşına;"Şükredenlerden süheyb ", öbürüne de "Sabredenlereden Hifa" yazmışlar. Bu fani dünyanın fani aşkına bedel, onlar ebedi dünyanın daimi sevdasını bir daha ayrılmamak üzere hak etmişler.
Secdede Son Nefes
Secdede Son NefesHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 20211,572 okunma
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.