Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kur'ân, kastedilen mânayı eksiksiz bir şekilde ifade etmesi, kelimelerinin dizilişindeki âhenk ve intizamın mükemmelliği, telifindeki güzellik, az sözle çok mâna vermesi, telaffuzundaki kolaylık ve akıcılık yönleriyle fesâhat ve belagatın zirvesinde bir kitaptır. Kur'ân, indiği dilin edebiyatının en üstün ve en muhteşem örneğidir. Bütün kitapta bir tek cümle dahi ölçüden sapmış değildir. İşlenen her konu en ölçülü kelimeler ve en uygun ifadelerle anlatılmıştır ve her tekrarda anlatış tarzı yenidir. Tekrarlardan dolayı asla bir çirkin görüntü meydana gelmemektedir. Başından sonuna kadar bütün kitapta kelimelerin oturtuluşu, zümrütlerin tıraşlanarak hassasiyetle yuvalarına yerleştirilmesi gibidir. Söz o kadar tesirlidir ki, lisân erbabı birinin onu dinleyip de başının dönmemesi mümkün değildir. Hatta muhalif, inkârcı birinin ruhu bile vecde gelmektedir. On dört asır geçtikten sonra bile bu güne kadar, bu kitap kendi dilinin edebiyatının en yüksek örneğidir. Eşit seviyede olması bir tarafa, hatta ona yakın olabilecek, onun değer ve seviyesine ulaşabilecek Arapça bir kitap yoktur. Mesele bundan ibaret değildir; zira bu kitap Arapça'yı öyle sarmıştır ki, on dört asır geçmesine rağmen bu dilin fesâhat ölçüsü, kitabın koyduğu ölçüdür. Hâlbuki bu kadar uzun zamanda diller değişerek başka şekiller alıyorlar. Bu kadar uzun zamandan beri yazılışı, cümle kuruluşu, karşılıklı konuşma, gramer ve kelimelerin kullanılışı noktasında aynı şekilde kalan dünyada hiçbir dil yoktur. Ama bu sadece, Arapça'yı yerinden kıpırdatmayan Kur'ân-ı Kerim'in gücüdür. Bugüne kadar onun bir tek kelimesi bile kullanılmaz hâle gelmemiş, her cümlesi Arap edebiyatında hâlâ kullanılmaktadır. Onun edebiyatı bugün de Arapça'nın edebiyat ölçüsüdür. Yazı yazma ve konuşmada hâlâ bin dört yüz sene önce Kur'ân'da kullanılan dil tarzı olan fasih dildir. Dünyanın hiçbir dilinde bu değerde bir insan eseri yoktur.
Sayfa 197
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.