Bazı kitaplar bana kendimi hayata karşı yetersiz hissettiriyor, hissettirmeye de devam edeceğini düşünüyorum keza.. Kinyas ve Kayra bu duruma en iyi örnek kitplarım arasında, itiraf etmek gerekirse 2.kez elime aldığım bir kitap oldu. Kitap bana kendimi yetersiz hissettirdiği gibi, derin hesaplara soktu, hayatın anlamını ve bazı konularla yüzleşmem gerektiğini düşündürdü. Bazı kitaplar olur yani herkesin bir okuma tarzı olur mesela ben bazı yazarları ilk sıralara koymam, koyamam tercih meselesi. Hakan Günday’ı bu kitapla tanıdım. Romanı ve dilini çok sevdim, ağır düşündürücü ve beni zorlayan romanları, yazarları seviyorum. Mesela iki ayrı kavram öğrendim. Önce onlardan bahsetmek istiyorum; Agorafobi- psikolojik bir çeşit rahatsızlık, kaygı bozukluğu yani. Bu kişiler, şiddetli vakalarda evini tek güvenli ortam olarak görür; günlerce, aylarca hatta yıllarca evlerinden çıkmaktan kaçınabilirler. Bir diğer kavram ise, Taedium Vitae- yaşamdan nefret" ya da "yaşamı küçümseme" anlamına gelen latince bir deyim olarak adlandırılıyor. Kinyas karakteri de yer yer olaysal olarak bu durumu çokça yaşıyor. Yani sabit Kinyas yaşıyor diyemeyiz bence. Zaten Kinyas ve Kayra aslında insanların bir özeti gibi bakıldığı zaman çünkü hem çok zıt hem de bir o kadar aynı iki karakter, dost, zihin, aynı beden, aynı ruh ve hatta düşman. Kitap neyi anlatıyor diyecek olursanız kısacası; İki farklı karakterin cinayet, uyuşturucu, tecavüz gibi illegal olayların içinde verdikleri bir yaşam algısı ve onların verdiği içsel yer yer de dışsal savaşı var ve bu savaş okuyucuya çok gerçek bir dille aktarılmış, yazarın çıplak bir dille anlatması gibi. Yazar için Türkiye'de underground tarzı getiren ilk romanlardan, yazardan biri tabiri kullanılıyor. Peki bu “underground - yeraltı “ edebiyatı nedir ? Yeraltı edebiyatı, dili zincirlerinden kurtarmak için 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlayan edebiyat akımı. Sert, aykırı, eleştirel, çoğunlukla gerçekle hayalin ince çizgisinde varolmaya çalışan yeraltı edebiyatı; alkolizmin, cinselliğin, sıradışılığın, küfrün dışa vurumudur. Zaten romanda da tecavüzün, alkolün, adam öldürmenin kısacası aykırı illegal olayların ince detaylarla anlatılması gözler önünde. Eğer bu tarz olayların bu kadar uzun uzun detaylı bir şekilde anlatılmasına alışkın değil veya hoşlanmıyorsanız önermem. Rahatsız edici olabilir. Ek olarak kitap zaten belli bir yaşın okuması gereken bir kitap. Aynı zamanda kitap 3 bölümden oluşuyor. Birinci bölümde afalladım, ne okuduğumu pek anlayamadım yani kitabın içeriği az çok belli oldu ancak düşüncelerimi toparlayamadım. Uyuşturucular, alkoller, cinayetler … şiddet. Ama özellikle intihar. İkinci bölümde olayları oturttum, Kayra kendine çok yüklenmeye ve psikolojik olarak bi savaşa başladı diyebilirim. Kendi kendini düşürmek, beynini buna inandırmak bence. Üçüncü bölüm ise Kayranın aksine Kinyasın hikayesi ve insanın isteyince her olayı ele alabilmesi anlatılmış. Daha fazla detay vermek istemiyorum, tadına varmanız için.. bu kitap hem uzun süre elimde kaldı hemde bana çok şey kattı. Uzun bir zaman sonra tekrar Kinyasa ve Kayraya misafir olurum, tekrar okumak istiyorum ve o zaman ki düşüncelerimi merak ediyorum. Keyifli okumalar.

Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,8bin okunma

·

64 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

ŞevvalSaklı