Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Evvel zaman içinde, Mısır civarında yaptığı tablolarla nam salmış bir ressam yaşarmış. Bir gün bir delikanlı gelmiş yanına; 'Usta bana senin gibi iyi resim yapmayı öğret,'demiş. Ressam, çocuğu tarttıktan sonra, kararlı olduğunu anlamış. Bir zaman sonra da pek sevmiş onu. Gecesini gündüzüne katıp, ona resim yapmayı öğretmiş. En sonunda öyle bir hale gelmiş ki çocuk; fırçasız, boyasız resim yapma yetisini kazanmış. Ama çırak yaptıklarını ustası dışında birilerine göstermek için de yanıp tutuşuyormuş bir yandan.Çırağının, yaptığı tabloları birilerine gösterme isteğinden vazgeçmeyeceğini anlayan ustası, ona yaptığı bir tabloyu götürüp şehir meydanına koymasını, tablonun altına da iki siyah kalemle, 'Tabloda beğenmediğiniz yerleri bu kalemle çizin,' yazan bir not bırakmasını istemiş. Çırak heyecanla tabloyu götürüp şehir meydanındaki büyük taşın üstüne koymuş, tablonun yanına da iki kara kalem ve ustasının dediği notu yerleştirmiş. Çırak, ertesi gün tabloyu almak için mağrur bir şekilde meydana gidince, tablonun güzelim renklerinin kaybolduğunu ve her yanının kara kalemlerle işaretlendiğini görmüş. Yüzü sararmış, büyük bir kedere gark olmuş. Ustasının yanına gelip durumu anlatınca, ustası gülüp; 'Şimdi tablonun üstündeki karalamaları temizle ve aynı tabloyu bir daha götürüp yerine koy. Ama bu kez kara kalem yerine tabloyu yaptığın boyaları ve fırçaları koy, tablonun yanına bir kağıt bırak ve üzerine de şöyle yaz: Tabloda beğenmediğiniz yerleri bu boyalar ve fırçalarla düzeltin.' Delikanlı, zaman kaybetmeden ustasının dediğini yapmış ve resmi, boyaları, fırçaları, notu dünkü yerine koymuş. Çırak gece heyecandan uyuyamamış, sabah yine dünkü gördüğü manzara ile resmini tanınmaz halde bulmayı göze alarak şehir meydanına gitmiş. Bir bakmış ki resim aynen bıraktığı gibi, hiç el sürülmemiş, boyalar fırçalar da yerli yerinde ... Tabloyu kapıp ustasına gelmiş. Ustası elini çırağının boynuna atıp, şefkatli bir ifadeyle; 'İşte çocuğum, insanlar böyledirler. Ellerine bir imkan geçtiği zaman, hayatlarında hiç resim yapmamış olanlar dahi resmi karalamaktan çekinmediler. Ama yapın, düzeltin dediğin zaman da hiç kimse bilmediği bir işi yapmaya yanaşmadı, çünkü yapamayacaklarından emindiler. İnsanları iyi tanı. Sakın emeğini onu anlamayacak olanlara sunma. Sen ne kadar anlatsan da, karşındaki cahil ise anlamayacak, sadece hasetle yaptığın işi gölgelemeye çalışacaktır."'
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.