Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

360 syf.
·
Puan vermedi
Bebeklerini kaybeden iki annenin hikâyesi...
2010 yılının Mayıs ayında bahar sonlarına doğru meydana gelen kar fırtınası (böğürtlen kışı) Seattle'ı vurduğunda, Seattle Herald gazetesinin muhabiri olan Claire Alridge'den bu kar fırtınasını 1933'te meydana gelen benzer bir olayla karşılaştıran bir hikâye yazması istenir. Claire bu fırtınayı araştırdıktan sonra makalesini o dönemde ortadan kaybolan 3 yaşındaki Daniel Ray hakkında yazmaya karar verir. Daniel'ın annesi Vera Ray, Seattle'daki Olimpik Otel'de hizmetçi olarak zar zor geçinen bekar bir annedir. Gece vardiyasında çalışırken Daniel'ı yanına alamayan Vera, uyuyan çocuğunu evde tek başına bırakmak zorunda kalmıştır. 1 Mayıs gecesi kar yağdığı için toplu taşıma hizmeti kullanılamamaktadır bu yüzden Vera eve yürüyerek dönmek zorunda kalır. Eve döndüğünde Daniel'ı bulamaz. Perişan bir halde olan Vera sokaklarda koşarak Daniel'ı aramaya ve gelen geçen herkese çocuğunu görüp görmediklerini sormaya başlar. Ancak bulduğu tek şey oğlunun karlara gömülmüş olan oyuncak ayısıydı... Vera polise gitse de polisler Daniel'ın evden kaçmış olabileceğini öne sürerek pek umursamamışlardır. Cidden mi? Üç yaşında bir çocuk mu? Yoksulluk içinde yaşayan Vera kirayı ödeyemediği için evinden atılmış ve Daniel'ı ararken işe uzun süre gitmediği için işinden de kovulmuştur. Olimpik otelin zengin sakinlerinden birisi Vera'ya yardım etmeyi teklif eder ama bazı şartları vardır. Ne olduğunu biliyorsunuzdur sanırım... Kitap iki bakış açısından anlatılır: Vera'nın geçmişteki hikâyesi ve Claire'ın 2010 yılındaki hikâyesi. Claire ve kocası Ethan bir yıl önce ilişkilerini zorlayan bir trajedi yaşamışlardır. Her iki eş de acı çekiyor ama Claire bu olayı bir türlü atlatamıyor. Ayrıca Claire baş editör olan kocasının (muhtemelen işinin bir parçası olarak) gazetenin çekici yemek eleştirmeni (ayrıca kocasının eski sevgilisi) olan Cassandra ile restoranlara gitmesinden oldukça rahatsızdır. Claire küçük Daniel'a ne olduğunu bulmaya takıntılı hale gelmiştir ve araştırması onu şehrin çeşitli yerlerine götürür. Bu durum Claire'ın evinden uzakta çok fazla zaman geçirmesine yol açar. Ayrıca Claire yardımsever (ayrıca yakışıklı :)) bir kafe sahibi/barista olan Dominic ile gereğinden fazla sıkı fıkı olur, önemli bir aile olayını ihmal eder, kocasının telefonuna cevap vermez yani genel olarak çok iyi davranışlar sergilemez. Kısacası kendi evliliğini kendi elleriyle mahveder. Kaç kere Claire'ı tutup sarsmak istedim :). Geçmişe baktığımızda Daniel doğmadan önce Vera'nın ayaklarını yerden kesen Charles adında yakışıklı, zengin bir adamla tanıştığını öğreniyoruz. Charles'ın ailesi Vera'yı hiçbir zaman onaylamamışlardır. Vera için cidden kitap boyunca çok üzüldüm. Yoksul olduğu için hep hor görüldü... Claire araştırmasına devam ederken Daniel ve Vera'nın eskiden yaşadığı apartman dairesine gidip 1933 yılındaki olayları hatırlayan insanlarla konuşur. Sonunda Daniel'a ne olduğunu öğrenir. Tahmin edebileceğiniz gibi kitap sonlara doğru yaklaştıkça Claire ve Vera'nın hikâyeleri kesişir. Bence biraz yapmacık bir roman olmuş. Sarah Jio'nun kötü bir yazar olduğunu söylemiyorum. Kayıp çocuklarla ilgili romanlar hep ilgimi çekmiştir (zaten bu yüzden aldım) ama kitabın sonu gerçekçi olmaktan ziyade Disney filmleri gibi :). Yine de mutlu sonları sevenler bu kitabı seveceklerdir!
Böğürtlen Kışı
Böğürtlen KışıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201138,8bin okunma
·
158 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.