- Size çantamı göstereyim. Şöyle bir şey var, bu alay edilecek bir konu değil ama ... Şu minik bir ilaç kutusudur. Bir başağrısı, bir hazım, bir ishal ilacı vardır içinde.
- Ama şu anda başınız ağrımıyor ve şu anda ishal değilsiniz.
- İzmir'de Atatürk stadında bir konserdeyseniz ne olacak? Yüz bin kişinin ortasındasınız. En ortada yani. Sıkıştınız. İnsanlık hali bu. Yapacak bir şeyiniz yok. Ama sıkıştığınız an da şu ilacı yutabilirsiniz. Yani bunlar hep deneyimler. Ben maçlara daima çift saatle gitmişimdir. Bir gün tek saatle başladım ve saat durdu... Bir başka gün maç anlatırken masanın üstündeki kalem yuvarlandı, iki camın arasına girdi. Kalemsiz kaldım. O günden sonra ben iki üç kalemden aşağısıyla dolaşmam.
...
İnanmayacaksınız belki, bu not defterinden bende mutlaka iki tane vardır. Biri masamın üstünde, biri burda. Hem biri kaybolabilir, hem birine bakamazsam öbürüne bakabilirim diye ...
- İki def a mı yazıyorsunuz?
- Bir buraya, bir öbürüne yazarım. Çift ajanda tutuyorum. Biri kaybolabilir değil mi?