Gönderi

96 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 19 hours
Kimbilir kim çekmişti umutsuzluğun fotoğrafını..
Bu kitabın ne anlattığını az çok biliyordum, yarı otobiyografik olduğunu da. Ama Duras’ın kendini kağıdın üstüne serip kalemin ucuyla derisinin altına baktığını bilmiyordum. “Gençliğimin küçücük bir bölümünün öyküsünü daha önce de yazdım az çok, yani şöyle bir görünmesine yetecek kadar; şimdi bu öyküden sözediyorum işte, ırmaktan geçiş öyküsünden.” Irmağı geçiş..Başında bir erkek şapkası, ayağında yüksek topuklu, altın renkli lame pabuçlarla Mekong ırmağını geçen 15 yaşında bir kız çocuğu..Bir görüntü bu sadece, Duras’ın zihninden başka yerde olmayan..Fotoğrafı çekilmemiş alelade bir an. Sanki havada asılı duran o görüntüyü alıyor, başka görüntülerle uç uca dikiyor, yeniden cana gelsinler diye de üstlerine mürekkep döküyor. Yoksulluktan, umudunu erkek çocuğuna bağlamış annesinin sevgisizliğinden, yalnızlıktan köşeye sıkışmış bir ruh beliriyor önce..Sonra filtresiz bir öfke başını kaldırıyor..Sonra bana hayattan bir öç alma eylemi gibi gelen ilk cinsel deneyim.. Duras’ın tüm kitaplarında olduğu gibi zaman dilimi oldukça kısa tutulmuş. Herhangi biri, havada asılı kalacak kendi görüntüsünü uzaktaki Mekong ırmağından geçirene kadar Duras her şeyi anlatıp bitiriyor. Bu kitabı okurken Duras’ın nedametsizliğine, kendine karşı acımasız açıklığına, kendinden eminliğine özenmemek elde değil. Keşkesiz doğmuş kadın. Annesini anlatırken sevgiyi ve öfkeyi aynı anda veriş biçimi bana sık sık Annie Ernaux’u hatırlattı. Aynı kumaştan mı dikilmişler? Çok tavsiye.
Sevgili
SevgiliMarguerite Duras · Sel Yayınları · 2017938 okunma
·
805 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.