Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kültür Bakanlığı'nın kuruluşu yerinde bir kararın sonucu idi. Fakat Kültür Bakanının iş başına geçer çekmez, sanki başka hiçbir mühim mesele yokmuş gibi, tiyatro ve baleden bahsetmesi bizi hayal kırıklığına uğrattı. Türk kültürü deyince akla en son gelecek şey tiyatro, hiç gelmeyecek şey ise baledir. Kültür nedir? Millet fertleri arasındaki ortak değer ve inançlar değil mi? O halde Türk kültürü deyince ilk düşünülecek konu «dil», sonra «ahlâk», «tarih», «müzik», mimarlık», «süsleme sanatları» ve «folklor»dur. Kültür Bakanlığı'ndan ilkönce tiyatroyu köye kadar götürmesini değil, «Türk Kültürünü Koruma Kanunu» adlı bir kanunla milletimizin temelini baltalayan sebepleri ortadan kaldırmasını beklerdik. Tiyatro kurmak kolaydır. Şimdi herkes artist olduğu için sahne sanatkârı bulmak da güç değildir. Fakat Türk milletine ve onun halk tabakasına milli şuur, zevk ve kültürü aşılayacak tiyatro eserleri nerde? Kültür Bakanı, Türk köylüsüne Hamlet yahut Faust'u, yerli piyes diye de solakların devrik cümleli eserlerini seyrettirecekse hiç zahmet etmesin. Türk kültürünün baş unsuru olan Türkçeyi korumak ve geliştirmek derken, tabii okullarda öğretilecek sağlam dil bilgisini, Sekizinci Yüzyıldan beri temel eserleri bilinen Türkçe eserlerden seçme parçaları, Türk lehçelerini kasdediyorum. Bu vatanın «Türkeli» olması için bütün coğrafya isimleriyle her türlü ticari, ilmi, iktisadi, kültürel ve turistik kuruluş adlarının Türkçe olmasını, bir Dil Akademisi kurulmasını ve utanç verici şekilde hâlâ tesbit edilmemiş bulunan imlânın kesin hal almasını, Türk tarihinin milli şuur ve menfaat açısından tedvinini ve Türkiye'de ne kadar Türk mimari eseri varsa hepsinin onarılarak yıkılmaktan kurtarılmasını kasdediyorum. Mühim bir nokta da Türkiye'nin uygun bir yerinde bir «Ölmezler Yolu»nun yapılmasıdır. Ölmezler Yolu, Türk tarihinin ulu kişilerinin heykel ve anıtlarıyla süslü, en heybetli ağaçların gölgelediği bir tarih yoludur. Şimdilik Alp Er Tunga ile başlayıp Atatürk'le bitecek ve ilerde de yetişecek birinci sınıf büyüklerin heykel ve anıtlarının eklenebileceği uzun ve gösterişli bir yol... Büyük kahramanlar, devlet başkanları, başbuğlar, bilginler, şairler, sanatkârlar için törenler Ölmezler Yolu'nda yapılacak, geçitresimleri burada olacaktır. Bütün Türk çocukları en aşağı bir defa bu yolda yürüyecek, her büyüğün anıtında yazılı birkaç satırı okuyarak Türk olmanın gururunu burada tadacaktır. Bir millet yalnız Keban Barajı, Ayşe Fırını ve Hilton Oteli ile beslenmez. Geçmişin büyüklüğünden hız alarak daha büyük gelecekler için ümidini bilemezse yozlaşır. Türk Kültürünü Koruma Kanunu, kültürün mühim bir bölümü olan ahlâkı da koruyacağı için Türk ahlakını yıkıcı yazılar, resimler, piyesler, filimler, reklamlar, dernekler bu kanunla yasaklanacak, böylelikle milli çöküntü önlenecektir. En büyük sosyal kanunlardan biri «taklid»dir. Gazete, dergi, film, sahne, radyo, plaj ve sokakta daima «gayrmillî»yi, daima «gayrıahlâkî»yi gören genç nesillerin birer milli kahraman, ülkücü yiğit olarak yetişmesine imkân yoktur. Sokakları dolduran karı kılıklı erkekler, gördüğünü taklid etmenin sonucudur. Bunun çaresi, yukarda da işaret ettiğimiz gibi "Türk Kültürünü Koruma Kanunu»dur. Müthiş bir telkin vâsıtası olan, bu sebeple birer okul gibi mütalâa edilmesi gereken tiyatro ve filim devlet kontroluna alınıp milli, ahlaki, vatani propaganda haline getirilirse manevî kalkınma için en tesirli tedbir olur.
Sayfa 83 - Malazgird'in 900'üncü Yıldönümü ve Millî KültürKitabı okudu
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.