1919- 1938 arasında tam 19 yıl vardır .19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal'in Samsun'a ayak basışı ve 10 Kasım 1938 Atatürk'ün sonsuzluğa uğurlanışı...
Bu 19 yılda Türk toplumsal yaşamında mucizeler
yaşandı, inanılmaz gelişmeler oldu. Destansı Milli Mücadele'den sonra, 1 Kasım 1922'de,600 yıllık
Osmanlı saltanat yönetimine son verildi. Bir yıl
sonra, 29Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi.
1923- 1938 arasındaki 15 yılda, Avrpa'da yüzyıllar
süren Aydınlanma Devrimleri Türkiye'de uygulandı.
Büyük bir devrim, büyük bir dönüşüm yaşandı .
Bu devrimlerin, bu dönüşümün temel nitelikleri
nelerdir? Aslında
Türk toplumu din devletinden hukuk devletine evriliyordu.
Ancak Cumhuriyet'in ilanından bügunlere,
hele son 20 yıldır Atatürk'e saldırmak, Cumhuriyet
projesini yıpratmak, Atatürk ve yakın çalışma
arkadaşlarını itibarsızlaştırmak önemli bir görev
haline gelmiş bulunuyor.
Bu görevi dinciler, halifelik yandaşları, yeni
Osmanlıcılar, eskiden solcu olup dönen yeni
liberaller, ikinci Cumhuriyetçiler, bölücüler yerine
getiryorlar.
Kendilerini özgürlükçü ve demokrat olarak
takdim eden bu cephe,Atatürk ilkelerine saldırmanın dayanılmaz cazibesi içerisindeler.
Atatürk diktatör müydü? Atatürkçülük, Kemalizm
diye bir düşüncesistemi var mıdır? Laik
Cumhuriyetin temelilkeleri nelerdir?( Önsöz)
Kitap beş başlık adı altında toplanmış :
Atatürkçü düşünce sistemi
Atatürk Cumhuriyet ve Demokrasi
Atatürkçü, Laik, Çağdaş eğitim ve karşı Devrim süreci
Milli mücadele öncesi Atatürk'ün durum değerlendirmesi ve cumhuriyete giden yolda kırılma noktaları
Atatürk ve Basın
ATATÜRK'ü yaptığı işlerle tanımak güçtür; yaşadığı hayat ve düşündüğü şeylerin maddi ölçülere sığmayan yüksek felsefesi ile tanımalıyız. O, gittikçe farkına varılan derin bir psikolog, fikirleri istediği kalıba döken bir mantıkçı, dünyaya yol gösteren bir terbiyeci ve nihayet filozofların düşündüğü BÜYÜK İNSAN MODELİDİR!
Çünkü Atatürk, adeta inanılmaz ölçüde olumsuz şartlar içinde, dünyanın en güçlü devletlerine karşı bağımsızlık bayrağını açmış ve emperyalist güçleri dize getirmiş, ülkesini tam bağımsızlığa kavuşturan milli bir kahramandı. Bu niteliği ile o, esaret altındaki Asya ve Afrika ülkeleri için, bir yol gösterici, bir ümit ışığı haline gelmişti. Diğer taraftan o, istilâdan kurtardığı ülkesinin bir daha aynı duruma düşmemesi, canı ve kanı pahasına elde ettiği bağımsızlığını sonsuza kadar koruyabilmesi için "muassır medeniyet seviyesine çıkma," bir başka deyimle çağdaşlaşma yolunu açmış ve Türkiye'yi onbeş yıl içinde, her bakımdan tanınmayacak kadar değiştirmiş, çağdaş bir devlet haline getirmişti. Ayrıca barış ve istikrara dayalı gerçekçi bir dış politika ile Türkiye'yi düşmanı olmayan bir ülke konumunda bırakmıştı. Eseriyle milli bir kahraman, modern bir devlet kurucusu, ileri görüşlü bir reformatör ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" politikasının güvenilir bir uygulayıcısı olarak dünyanın saygısını kazanmıştır.
İnsanları ve milletini onun kadar iyi tanıyan, başarıya onun kadar alışık, yenilgiye onun kadar uzak olanı görülmedi. O Mustafa Kemal'di.....