Kur'anda bir hâssa var; başka kelâmda yoktur. Bir kelâmı işitsen, asıl sahib-i kelâmı arkasında görürsün, ya içinde bulursun. Üslûb: Âyine-i insanî.
Kastamonu - 174
Bence müthiş.
Bu Lahika bana her zaman Abdullah Yeğin ağabeyi hatırlatacak. Vefatından çok az bir zaman önce Kastamonu'da dinlemiştim onu. Belki çok zor konuşuyordu ama kesinlikle her bir kelimesini nakşediyordu. Allah rahmet eylesin.
Çok özlüyorum o günleri. Şu kitabın kapağına nur talebesi yazacak kadar ne yaşamış olabilirim diyor şaşırıyorum. Çok az hatırlıyorum. Sanki ben değilmişim gibi...Ne o günler geri gelir ne de o seren. İnsan lotus çiçeği değil ki bataklıkta öyle kalabilsin. Bana hep kendimi çok küçümsediğimi söylüyorlar. Zaten ufacık değil miyim? Hem. Neyime kıymet vereyim? Aklım mı müthiş yoksa güzelliğim mi dillere destan? Ya da varlığımla mı övüneyim? Bir tanesi daha var ki onu zaten dilime dahi dolayayacak değilim. Bunlar önemli değil önemli olan kulluğum onu başardım demek isterdim. Öyle düşünmeyi çok isterdim, ama bunca okuduklarımın tesir etmeyişinden bile kalpteki o kararmanın küçük bir noktayı çoktan aştığını anlıyorum. Artık düzelecek hâli kalmamasından korkuyorum. İçinde olduğum hâl ümitsizlik çukuru değil ki hakikatin girdabı. Ne yapayım kendime gözümü mü kapatayım. Ben de bu nefis bu idraksizlik bu iradesizlik olduktan sonra değil kendimi küçümsemek yerin dibine soksam az kalır. Allah beni iflah ve ıslah etsin de kime ne isterse onu versin.
Cesed ruhla mültezdir, ruh vicdanla mütelezziz.
Kastamonu - 170
Çünki zarara rızasıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir.
Kastamonu - 159