Gönderi

“Sonra aklıma Baron Munchaussen’in matrak hikayelerinden biri geldi. Baron bir akşam av dönüşü, ormanda kocaman bir ayıyla karşı karşıya gelir. Kör talihe bakın ki, bütün cephanesi tükenmiştir. Ceplerini karıştırınca bula bula, iki irice çakmaktaşı bulur. Bir tanesini ayının kocaman açılmış ağzından içeri atar, hayvan can havliyle arkasını döndüğü anda da diğerini kıçına tıkıştırır. Bağırsaklardan yukarı doğru ilerleyen bu ikinci taş, tam midede diğeri ile çarpışır ve korkunç bir patlama meydana gelir, hayvan paramparça olur, kahramanımız da böylece paçayı kurtarır. Laf aramızda, ben de kendi çapında bir Baron Munchaussen sayılabilirim. Mahalledeki kuduruk arkadaşlarım arasıra çevreme toplanıp o anda uydurduğum hikayeleri dinlemeyi pek severler. Gelin görün ki, o an kendimi bu eksantrik kahramandan ziyade, ağzına ve kıçına birer çakmak taşı sokuşturulmuş ayıya daha yakın hissetmekteydim.”
·
40 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.