Kapitone noktasının kimliğinin belirlenmesinde evrensellik ve tikellik arasındaki ilişki sorunu vardır. Buna, kapitone işlevi evrensellikle ilişkiliyse bu evrenselliğin tamlığı mı yoksa boşluğu mu ifade ettiği sorusunu da eklememiz gerekir. Zizek, ikinci seçeneği yeğleme eğilimindedir: ''Tarihsel gerçeklik, hiç kuşkusuz her zaman simgeleştirilmiştir; onu de neyimleme yolumuz her zaman farklı simgeleştirme kiplikleriyle dolayımlanmıştır; bu fenomenolojik ortak bilgeliğe Lacan'ın bütün eklediği, verili bir ''anlam deneyimi''nin, kendisi ideolojik bir anlam alanının ufku olan birliğinin, 'saf', anlamsız 'gösterilensiz gösteren' olduğu gerçeğidir."
Benim bu soruya yanıtım farklıdır. 'Gösterilensiz gösteren' kavramı, daha en başından, kendini çürütür: Sadece 'gürültü' anlamına gelebilirdi ve böylece anlamlandırma sisteminin dışında kalırdı. Ancak biz 'boş gösterenler'den söz ettiğimizde bütünüyle farklı bir şey kastediyoruz: Anlamlandırma sistemi içerisinde yapısal olarak temsil edilemez bir yerin var olduğunu, bunun bu anlamda boş kaldığını, fakat bu boşluğun anlamlandırabileceğim bir boşluk olduğunu çünkü anlamlandırma içindeki bir boşlukla uğraşıyor olduğumuzu anlatıyoruz.