Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Geçmiş ve günümüzde Bektaşi dede, babaları aba, kâba, cübbe, sarık külah ile molla kıyafetleri ve Şia mezhebi, Caferi mezhebine göre amel eden geçmişlerin ruhları şad olsun inşaAllah! GEÇMİŞTE BEKTAŞİLERİN "ŞİA" ASILLARINA, İKRARINA BAKARSAK GÜNÜMÜZDE Kİ İNKAR EHLİ, ASLINI İNKÂR EDEN DÖNEKLERİN TANINMASI DAHA KOLAY OLUR. KİMSEDE ALEVİLERİ, BEKTAŞİLERİ ŞİİLEŞTİRİYORSUNUZ DİYE İTHAM EDİP İFTİRA ATIP ALEVİLERİ VE BEKTAŞİLERİ ALİ'SİZ, İSLAM'SIZ, KURAN'SIZ, EHLİBEYT'SİZ, ŞİA'SIZ, CAFERİ'SİZ EDİP ANADOLU BEKTAŞİSİ, DİNLER SENTEZCİSİ ETMEZ, ŞİA'DAN İNKÂRLA UZAKLAŞTIRIP GEÇMİŞİNE İHANET ETTİRMEZLER. İHANET EDENLER MÜNKİRDİR BİZ İKRAR İMAN EHLİYİZ Kİ SEYYİD ALİ SULTAN NAM-I DİĞER KIZILVELİ VEYA KIZILDELİ VELAYETNAMESİNDE ŞÖYLE YAZMAKTADIR; "Şia'tul Muhtar kırravu ayuna fi ğad tuskavne min keffil HUSEYN" (Muhtar'ın Şia'ları gözünüz aydınlık olsun yarın kıyamet gününde Hüseyin'in elinden sulanıp içirileceksiniz) Muhtar'ın Şia'sından murat Hazreti Resulü Ekrem'e ve Ehlibeytine ayırmadan arada kimse olmadan ve tercih edilmeden muhabbet edenlerdir ki onlar yarın ki günde (kıyamet'te) kurtuluşa erenler oldukları halde yüksek cennetlere girecek sonsuz hesapsız nimetler ile nimetlenip ağız tadı ile mesrur olacaklardır. Nitekim Nübüvvet (Peygamber) hadisinde aleyhisselam buyurmuştur; Ali ve Şia'ları (taraftar, dost, seven bağlıları) kıyamet gününde kurtuluşa erenlerdir. Yüce Allah'ın Resulü bize buyurduğu kelamında çok doğru buyurmuştur. Resulü Ekrem'e ve Ehlibeyt'ine dünyada çok çok muhabbet ile muhabbet edip övünür onun ev halkı saadetlerine baş ve canlarını teslim edenleri müjdeleyerek hitap edip deniliyor ki; Ey AHMED-İ MUHTAR'A VE EHLİBEYT'İNE çok çok muhabbet ile muhabbet eden aşıklar! gözlerinizi aydınlatınız yarın kıyamet gününde İmam Hüseyin'in elinden kevser içeceği ile sulanırsınız içirilirsiniz. Yani Hz. İmam Hüseyin'in şefaati ile türlü türlü nimetlere nail ve vasıl olursunuz bundan dolayı birbirlerinize müjde vererek mesrur ve şad olunuz demektir. Yazan; Fâkir, Hâkir ve Âl-i Aba- Ehlibeytin kulu kölesi Seyyid Mustafa Niyazi Hü Dost... Seyyid Ali Sultan Velayetnamesinden DİKKAT ETMEK GEREKİYOR GEÇMİŞTEN BU YANA OYNANAN OYUNLARA VE TOPLUMUMUZU BAŞKALAŞTIRAN CAFERİ MEZHEBİMİZDEN UZAKLAŞTIRANLARA İTİBAR EDENLER HÜSRANA UĞRAYACAK VE YOL ERENLERİ YÜZÜNE BAKMAYACAKTIR. 14. 15. yy. Dört büyük önemli ve tarihe damgasını vurmuş Bektaşi dergâhından biri olan Seyyid Ali Sultan dergâhı -ki Dimetoka’da bulunmaktadır- Seyyid Ali Sultan’ın -diğer lakabı Kızıldeli Sultan’dır. Hakkında birçok şiirler, beyitler ile Caferi mezhebinden olduğu belirtilerek yazılmıştır. Nur-u çeşm-i Mustafa ser defteri Âl-i Nebi Cam-ı canan bahş-ı leb-i Hulkirrızadır meşrebi Şah Hüseyin'i Kerbela'dır atası Cedd ü ve ebi Yani ki Zeynel Abidin'dir rah-ı (Yolu) CAFERİ MEZHEBİ Âl-i Taha Âl-i Yasin Hazreti Seyyid Ali (Âl-i Taha ve Âl-i Yasin Hazreti Peygamberimizin ve ailesi Ehl-i Beyt’i, hanedanı, nesli demektir ki onların evladından olan Seyyid Ali Sultan’dır) Gelme gelme! Gelene rahmet, dönene lanet sözü erenlerin hak sözüdür. Seyyid Ali Sultan Velayetnamesinde "Şia" tarifi üçüncü resimdedir. Arapça, Farsça, Osmanlı Türkçesi okumasını bilen okur, bilmeyen okutur. Bilen yeminli tercüman olarak çevirisini yaptık. Geçmiş o zatların hepsi Arapça, Farsça bilirlerdi medrese eğitimi almışlardı şimdi ki gibi medresesiz cehalet, inkâr, yalan ehli değillerdi. Alıntı: Seyyid Sefer Akkuş
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.