Revalüasyon (Re-Valuation) ise ulusal paranın konvertibl paralar karşısında değer kazanmasıdır. Ülkedeki döviz ve altın bolluğuyla beraber revalüasyon görülebilir. (...) İthalat daha ucuz ve cazip hale gelir. İç fiyatlar düşer ve tüketim artar. Dış ticaret açığı artar. İhracatta fiyat avantajı düşer ve ihracat getiri açısından tercih edilmeyebilir. İhracat firmalarının diğer firmalara karşı rekabet gücü azalır. Dış borçlar konvertibl döviz cinsinden azalır. Milli gelir ve kişi başına düşen milli gelir konvertibl döviz cinsinden artar. Ulusal paranın alım gücü artar.
Dünyada ekonomik gelişmeler Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki döviz bolluğunu artırabilir ve ulusal parayı güçlendirir. Global ekonomideki canlılık, gelişmekte olan ülkelerdeki faiz oranlarının yüksekliği, turizm gelirlerindeki yüksek artış, işçi döviz akımlarındaki ve en önemlisi de ihracat gelirlerindeki artış döviz rezervlerinde yüksek artışlara sebep olabilir ve revalüasyon olgusunu ortaya çıkarır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde daha çok yüksek faiz oranları için gelen sıcak para akımları ya da özelleştirme için gelen dövizlerin meydana getirdiği bir bolluk sonucunda revalüasyon görülebilmektedir. Revalüasyon ithalatı ucuz, ihracatı da hammadde ve enerji tüketimi açısından daha rekabetçi hale getirebilir. Eğer kur avantajını kaybeden ihracat kesimine özellikle pazarlama ve girdi açısından yeterli teşvik verilirse revalüasyon ortamında da ihracat artışı gerçekleşebilir.
Dış fazla veren ülkeler bunu sorun olarak görürse revalüasyon ile bu dış fazla eritilebilir. Bir ülkenin dış fazla vermesi diğer ülkelerin korumacı tedbirler almasına yol açabilir. Tarihteki önemli revalüasyonlar olarak 1946'da İsveç Kronu'nun ve Kanada Doları'nın, 1961 ve 1969'da Alman Markı'nın revalüasyonları sayılabilir. Ayrıca Türkiye'deki döviz kurlarının özellikle 2003 yılından sonra Türk Lirası lehine bir seyir izlemesi de revalüasyon (Ulusal paranın aşırı değerlenmesi) olarak yorumlanabilir. Takip edilen kur politikası her ne kadar dalgalı kur politikası da olsa dünya konjonktürü ve Türkiye'de dövize yatırımın yüksek getirisi ulusal paranın değerli, diğer konvertibl dövizlerin değersiz hale gelmesine sebep olmaktadır. Konvertibl paraların ulusal para karşısında değer yitirmesi yurtiçi yatırımcıların dövizden çıkmasına (TL satın almasına) neden olabilir. Bu durum kendiliğinden revalüasyonu başlatabilir.
Sayfa 23Kitabı okudu
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.