Sene 1914 yıllarında, İstanbul işgal altında ve çöküşün eşiğindeki bir imparatorlukta, gayrimüslim halkın çoğu, işgal kuvvetlerini desteklemektedir. İşte böyle bir ortamda, coğrafya öğretmeni olan babası seferberlik ilanı sonucu, askere Çanakkale cephesine gider Veli’nin.. Savaşta şehit düşen babasının ardından annesi ve kardeşi ile ortada kalan Veli okulu bırakıp, ayakkabı boyacılığına başlar. Yaşadıkları Karagümrük’teki evleri de yanınca, dayısının yanına sığınırlar. Çalışıp eve para getirse de, hem dayısı Musa’nın hem de yengesinin laflarının önüne geçemez. Tam da böylesi bir durumdayken, babasının arkadaşı Dinamiks'in iş teklifi ile karşılaşır. Böyle bir ortamda, bir Rus olan Valentina’ya da aşık olmuştur.
1920’li yılların İstanbul’unu ve Osmanlı’nın son dönemini, o dönemdeki halkın psikolojik ve sosyolojik durumunu anlatan, tarihi bir roman. Etnik kökenleri, dinleri farklı insanların, o dönemde yaşadıkları dostlukları, komşulukları şahane yansıtılmış satırlara. Dönemin sıkıntıları, savaş, farklılıklar, hayat mücadelesi ve dönemin ruhu, harika betimlemelerle o kadar muhteşem anlatılmış ki; okumuyor adeta o dönemde yaşıyorsunuz. Sefalet içindeki halkın çaresizliği, ırk ayrımcılığı yapılmadan yaşanan dostluklar, komşuluk ilişkileri, arkadaşlıklar, umutlar, farklılıklar, şahane geçiyor okuyucuya. Sinemada da görmek isteyeceğimiz bir roman. Dostluğun, vefanın romanı Veli…
#Veli
^
^
#alıntı
Ancak acı çeken iyi yabancı arasında hızlıca güçlü bir bağ kurulması mümkün olabilir ve biz seninle ikimiz, acı çeken yabancılarız.
^
Bu coğrafyada neşenin ömrü kelebeğinkinden bile kısa sürüyordu.
^
^
@sayfalardabulusanlar #tarihiroman #bloghemsire #bookstagram #edebiyat #kitap