Bıraktım esinlere kendimi
Alnının bir
Çizgisine sapıp
Yürümeye başladım
Derinliğini duydum
Uçurumların
Ve dağların
Yüceliğini...
Taşlar, dikenler
Arasında yürüyorum
Yüreğine iniyorum
Bir dağ yolundan
Engin bir
Denize iner gibi
Bağlarında üzümler
Salkım salkım
Ne bir bekçi var
Ne de duvar...
Sarhoşluğumdun ki
Ben hiç ayılmadım
Bıraktım esinlere kendimi
Güneyi bulmuş
Göçmen kuşların
Sevinciyle
Gördüm ne varsa
Kitapların görmediği
Düşünme, dediği
Dinlerin
Açtım kapısını yaşamın
Yendim
Kırk haramiyi
Kolumda sen vardın