Yine sevginin masumluğu, gerçek hakîkî sevgi varoldu, kazandı demek sevginin asaletine yakıştığını düşünmediğimden varoldu diyebiliyorum ancak... Sevginin o derin hissi ile incecik titreyen kalp, bir lahzâyı, bir harfi baştacı edip sonsuzluk bilen asil his varoldu bütün ihtişamıyla...
Bir kez daha sevgi öğretiyor ki insana sen sadece kendin ol, asaletinle yaşa, masumluğunla ol ve sevgiyle kal... Özüne dön ve özünle hemhâl ol, daha da derinleş, arılığın ve duruluğun yamacına kıvrıl ve sadece bekle... Beklemeyi beklemeden bekle... Ne kadar durulaşabiliyorsun onu izle, kalp bir gül yaprağının kadifemsi nahifliğine ne kadar ait, o aitlikten ne kadar pay alabilmiş kendi ahvâline seyret özümseyerek...
...ve beklememeyi öğrenerek bekle... Çünkü bir gün sevgi seni hakîkîliğe eriştirecek mutlaka...
Kitaptaki gibi geç kalınarak mı sevgi hak ettiği hakîkate erişmeliydi peki... Derin bir üç nokta...