Elindeki gazeteyi masanın üzerine bıraktı ve harelerini benimle buluşturdu. Uzun uzun baktı gözlerime, sanki milyonlarca insan da olan o kahve gözler bende başkaymış gibi uzun uzun harelerimi inceledi öyle derin baktı ki ulaşabilseydi eğer ruhumun boynunu eğer bükerdi zira sözleri ruhumun boynunu eğdi de büktü de.
-Ama bilirsin acıya alışkın olmak acıtmadığı anlamına gelmez.
Gülümsedim.