Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

282 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hayatı anlaman gerekmiyor, yaşaman yeterli
Kitaplık düzenlemenin en iyi terapi yöntemlerinden biri olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Dokunulan her kitap ruhunuzu okşar. Bir kitap düşünün kütüphanenizde 42 dile çevrilmiş ve 2020 yılında Goodreads’te Yılın En İyi Romanı seçilmiş bir kitap ve siz kütüphanenizde sizin tarafınızdan okunmayı bekliyor. Kitaplığınızı düzenledikten sonra ani bir karar ile bu kitabı elinize alıyorsunuz. Bu kitabın neden bu kadar çok sevildiği ve okuduğuna dair bir merak içinde çevirirken kitabın sayfalarını ve eşsiz bir serüvenin içinde buluyorsunuz kendinizi.. Birkaç sayfa okuduktan sonra 42 farklı dili konuşan binlerce bambaşka türden insanı aynı sayfalarda nasıl buluşturduğunu anlamaya başlıyor ve kendinizi şanslı hissediyorsunuz.. Size ne yapmanız gerektiğini dikte etmeyen fakat bir yandan da okurken içinizde tomurcuklar açtırırcasına farkındalıklar yaratan kurgu kitapları sevenlerin buluşma noktasıdur Gece Yarısı Kütüphanesi.. Peki nedir bu kitabı okurken bizi sayfalarda buluşturan? İşte Gece Yarısı Kütüphanesi kitabının konusu. Bazı kitapları okurken kendimizi karakterin yerine koyabiliriz, empati yapabiliriz, ben olsaydım ne yapardım diye düşünebiliriz. Bu kitabı okurken kendinizi karakterin yerine koymayacaksınız; çünkü kendiniz başrolde olacaksınız. Aslında kitap size bunu vaat etmiyor elbette. Ancak diyaloglar arasında okuduklarınız ve kurgu içinde olup bitenler imkânınız olsa kendi olasılıklar evreninizde neler kurgulayabileceğinizi düşünmeye itiyor ister istemez. Bir kütüphane düşünün. Sonsuzluğa uzanan raflar ve her rafta hayatınızdaki seçmediğiniz diğer olasılıklar yer alıyor.  Tüm kitaplar, pişmanlıklarınızdan doğan “diğerini seçseydim böyle olmazdı” hislerinizin gerçekleşmiş hayatlarını size yaşayabilme ve bu olasılıklar evreninde ideal hayatınızı bulabilme fırsatı sunuyor. Tek yapmanız gereken en çok gidermek istediğiniz pişmanlığınıza sebep olan şeyin tam tersini yapabileceğiniz kitabı bulmak ve okumaya başlamak. Sahi, hangimizin geçmişinde “Keşke bunu değil de şunu seçseydim,” dediğimiz dönüm noktaları ya da “Keşke yapsaydım,” diye içimizde ukte kalan şeyler yok ki? Belki de hayatımıza serpilmiş bu anların çokluğu boğazımızı sıkıyormuş gibi olana kadar önemsemiyoruz bile. Nora Seed, pişmanlıklarının yükünü daha fazla taşıyamaz bir hâle geldiğinde yaşamına son vermek istedi ve birden kendini ölüm ve yaşam arasındaki Gece Yarısı Kütüphanesi’nde buldu. Zamanın hiç akmadığı bu kütüphaneden sonsuz olasılıklar evrenine yaptığı yolculuklara bizi de eşlik ederek kendine ve bize seçimlerimizin hayat akışımızdaki rolünün ne anlama geldiğini düşündürtmeye başladı. Okurken ben hangi olasılıkları deneyimlemek isterdim kütüphanemde diye düşünmeden edemedim. Ancak yolculuk öyle çok şeyi sorgulattı ki “Seçimlerimizin getirilerini yaşıyorken bir mucize olsa ve duyduğumuz pişmanlıkların son bulacağını bilsek, istediğimizde diğer olasılığı deneyimle şansımız olsa, ‘seçmek’ bugünkü anlamını yitirir miydi?” sorusu dolanıp durdu iç dünyamda. Nora Seed, ölüm ve yaşam arasındaki Gece Yarısı Kütüphanesi’nde hayatının olasılıklarında gezinip ideal hayatını ararken neler hissediyorsa kitabı bitirdiğimde ben de kendi iç dünyamda yaptığım yolculuğun düşüncelerimde bıraktığı izleri hissediyordum. Bitmesini istemediğim bir rüyayı uyandığımda hatırlamak için çabalar gibi kitabı bitirdiğimde duygu ve düşüncelerimi gözden geçirirken buldum kendimi. Geçmiş, pişmanlıklar, seçimler… Bunlar o kadar öznel kavramlar ki, herkes için çağrışımları farklı. Kendi duygu ve düşüncelerime çok değinmeyeceğim; fakat dünya üzerindeki bu kadar farklı insanı aynı sayfalarda buluşturabilmiş bir kitap aracılığıyla sonsuz olasılıklar evreninde kendinizi hayal etmek ve bu yolculuğu bir kütüphaneden yola çıkarak yapmak sizi de heyecanlandırmıyor mu? “Bazı yolların daha kolay olacağını düşünmek işimize geliyor bence. Ama belki de kolay yol yoktur. Yalnızca yollar vardır. (…) Kim bilir? Her gün, her an yeni bir evrene giriyoruz. Boş yere hayatımızın farklı olmasını diliyor, kendimizi başkalarıyla ve kendimizin farklı versiyonlarıyla karşılaştırıp duruyoruz ama gerçekte çoğu hayat bir yere kadar iyi ve bir yere kadar kötü. Hayatta kalıplar vardır. Ritimler… Bir hayatta kendimizi köşeye kısılmış hissettiğimizde, hüznün, trajedinin, başarısızlığın ya da korkunun, tek bir varoluşun ürünü olduğunu düşünmek çok kolay. Yalnızca yaşamanın değil, belli bir şekilde yaşamanın sonucu olduğunu düşünmek. Demek istediğim, acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak, her şey çok daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğunu. Biri olmadan öbürünün de olmayacağını.” Kurgu içinde kendinizi kaptırırken bir yandan da sizi düşündürten ve zihninizde farkındalık yaratan bir kitap okumak istiyorsanız Gece Yarısı Kütüphanesi sizi bekliyor. İyi ki kitaplar var..
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,6bin okunma
·
419 görüntüleme
Aslı okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık öğretmenim, şahane bir inceleme olmuş.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.