1943 güzünde Orhan Kemal, cezası bittiğinden, salıverilir... Nâzım Hikmet üç buçuk yıl birlikte yaşadığı , bir baba, bir ağabey gibi sevdiği, bir meslektaş gibi eğittiği arkadaşının gidişiyle sarsılır:
“Raşit çıkıyor... Elbette seviniyorum, hem de çok... Fakat içime ayrılığın hüznü
düştü... Ondan bir insan, bir arkadaş , bir meslektaş olarak hiçbir şikâyetim olmadı... Ona ne kadar alıştığımı ve ne kadar onu sevdiğimi şimdi daha kuvvetle anlıyorum...”
Orhan Kemal 26 Eylül’de ayrılmazdan önce “ Nâzım Hikmet’e ” bir şiir yazar... Ustası şiiri okuyunca ağlar:
Sen
“Promete’nin çığlıklarını
kabakıyım gibi tütün piposuna dolduran” adam,
sen benim mavi gözlü arkadaşım,
kabil değil unutmam seni...
26 Eylül 1943
seni yapayalnız bırakıp hapishanede bir üçüncü mevki kompartımanda
pupa yelken
koşacağım memlekete...
(...)