Gönderi

sanki bir tek sana açıklanmayan bir sır varmış gibi beklerken anlarsın aslında boşa beklediğini. tünelde sana yol gösterecek rehberin, karanlıktan başka bir şey olmadığını anlarsın. anne diye ağlayan çocukların aradığının çoğu zaman şefkatli bir baba olduğunu anlarsın. çekip gitmek isterken görünmez bir elin seni nasıl durdurduğunu anlarsın. kırk yaşında, ama altmış gösteren adamlara daha dikkatli bakarsın o zaman. kahvelerin dışarıyı göstermeyen isli camlarına... berduşlara ve kör kedilere bakarsın. gözbebekleri kaymış esrarkeşlere... suyun üstüne çıkmış ölü balıklara... havada asılı gibi duran yırtıcı kuşlara daha dikkatli bakarsın. çabaların sonuç vermediğini gören umutsuz insanların bakışlarıyla ancak o zaman buluşur bakışların. bir yağmur çaktırmadan dindiğinde. bir gün çenesi ağzının içine kaçmış dişsiz ihtiyarlardan birinin de sen olabileceğini bilirsin artık. bir gece ansızın, yapayalnız ölmekten korkarken, cesedimi komşular mı bulacak yoksa sayım memurları mı diye düşünürken anlarsın göğüs kafesinde her an biraz daha büyüyen, kimsenin kapatamayacağı o boşluğu. bir kokuya sarılma isteğini. bir ömür geçmiş gibi zor, uzun günlerden sonra anlarsın ruhunu zehirleyen karmakarışık düşünceleri. kimsenin bulutlara bakmadığı bir şehirde bir lafı döndürüp dolaştırmadan anlatmanın imkansızlığını. belki de insanın ne anlatacağını bilemediğinden şair olduğunu anlarsın.
·
50 views
V okurunun profil resmi
gözyaşların kurumadan gülmeye başlarsın o zaman. çünkü bilirsin ki seni artık kimse kandıramaz kolay kolay. mutsuz insanları kandırmak zordur çünkü. hayata her zaman kuşkulu gözlerle bakan, mutsuz insanları kandırmak, herkes bilir bunu, çok ayıptır çünkü.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.