Gönderi

355 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Kaybetmeye mahkûm olunan bir savaşın cesur savaşçıları
Öncelikle incelemeyi okurken spoiler’la karşılaşabilirsiniz çünkü bazı bilgileri vermeden bu yazıyı tamamlayamazdım. Bir hukukçu olarak gönül rahatlığıyla diyebilirim ki ‘ben mesleğimin hakkını vermek istiyorum’ diyen herkes bu evrene dahil olup Atticus’u tanımalı. Başa, ‘Daha başlamadan yüz yıl önce davayı kaybetmiş olmamız, kazanmaya çalışmayacağız anlamına gelmez.’ sözünü ekleyerek her kurduğu cümlede beni kendine bir kez daha hayran bıraktı. Kitabın içeriğine göz atmaya başlayalım. Scout ve Jem’in çocukluğuna şahit olacağımız bu evrende Atticus gibi harika bir babadan çok ders alacağız. Jem, Scout ve arkadaşları Dill sayesinde sadece onların dünyasına değil, bir başkasının da yaşamına dışarıdan gözcü olacağız. Çocukların deyimiyle ‘Öcü’ Arthur Radley kitap boyunca gizemini koruyup son sayfalarda sürpriz bir şekilde karşımıza çıkacak. O zamana kadar kitabın iç dünyasına biraz daha dalalım. Maycomb, herkesin birbirini yakından tanıdığı bir kasabadır. Kasabanın en büyük efsanesi, bilinmezi, en son çocukken, yani yıllar önce görülmüş Öcü Radley’dir. Böylelikle kitap bizi son sayfasına kadar Radley’lerin gizeminde tutuyor. Yazarın tabiriyle siyahilerle beyazların eşit olmadığı o karanlık dönemde bir siyahinin davasını üstlenen Atticus mücadelesi ve sonu her ne olursa olsun inancıyla kaybetmenin kesin olduğu savaşlara bakış açımızı değiştiriyor. Bu mücadeleyi de sekiz yaşındaki bir çocuğun penceresinden takip etmek bizi yazarın yalınlığı ve bir küçüğün iç dünyasından adaletle tanıştırıyor. Kitapta hep belirtildiği gibi ‘kaybetmeye mahkûm olunan’ bir savaşın seyrini pür dikkat izlediğimiz sayfaların sonunda, hiç beklemediğimiz bir anda, Öcü Radley yıllar sonra dış dünyaya adımını atıyor. Tam da Scout’un dediği gibi; bir güz, Öcü’nün çocuklarının ona ihtiyacı varken… Kitap boyunca beni kendine en çok hayran bırakan karakter, muhteşem babalığı ve adalete bağlılığıyla hayatımda iz bıraktığına emin olduğum Atticus oldu. Onun deyimiyle ‘Bir adamın rengi ne olursa olsun kendisine adil davranılması gereken tek yer mahkeme salonuydu’ ve Atticus kendi adına bunu sağlamak için yeri geldi canını ortaya koydu. Her avukatın, her hukukçunun Atticus kadar mesleğine bağlı olması dileğiyle…
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201472.9k okunma
·
59 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.