Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“İnsanlar taşıtların altlarından, vitrinlerin içlerinden, binaların dışlarından, birbirlerinin üstlerinden, ne zaman, nereye çözüleceği bilinmeyen bir kördüğüm halinde savrulup duruyorlardı. Hangi iyimser sözle büyürlerse büyüsünler, hangi evler şefkatini bir tanrı gibi üstlerine çekerse çeksin, sabahlar hangi rüyaları bağışlarsa bağışlasın, her şey bir iç üşümesine, acı bir vazgeçişe dönüyordu. Dünya, insanlardan yapılmış bir yalnızlıktı da bunu anlamak için akşam ve yağmur gerekiyordu. Bir de, içeriye de dışarıya da aynı solgunlukla bakan boyasız bir pencere. Herkes birbirine bakarak kendi mutsuzluğunu seviyordu. Evlerden bir "bulantı cenazesi" olarak çıkanlar, iki başlı bir korkuyla evlerine koşuyorlardı.”
··
628 görüntüleme
A. Williams okurunun profil resmi
“benim gerçekliğimin ölümsüzlüğü yaşatmakta hüznümü, kendimi kendime hediye ederek kutladım son doğum günümü.”
A. Williams okurunun profil resmi
adam, kadına bir hafta sonra 'seni seviyorum' dedi. kadın buna güldü ve 'imkansız' diye yanıt verdi, 'ben kötü biriyim'. adam buna güldü ve 'ne çıkar' diye fısıldadı, 'bana iyi bir şey söyleyebilir misin'. kadın en çok bunu düşündü. sonra adamın elini tuttu. 'pişman olacaksın' üzüldü. ertesi gün adam oraya tekrar gitti. kadın tek başına oturmuş, sahne tasarımı üstüne bir kitap okuyordu. omuzlarına bir sokak çocuğu alarak yanına gitti. 'karar verdin mi' diye sordu. kadın ağladı. 'uzaklaş' dedi, 'yoruluyorum'. 'adın ne senin?' diye sordu adam. kadın kalkıp gitti.
A. Williams okurunun profil resmi
Bir kadına bütün kadınları ekliyorum. Zamana, yaşama büyüleri. Tanrıya insanın yalnızlığını ekliyorum.
A. Williams okurunun profil resmi
Dişlerim gri-mavi ve öndeki iki tane birbirinin üzerine binmiş; bu nedenle ben onla­ rı tek diş sayıyorum. Neyse ki dudaklarım kalın değil. Özellikle üst dudağı kalın olan kimsenin melek gibi ol­ maktan başka çaresi yoktur; yanmıştır. En çok yakan şey ise, "Yandım" derken dudaklarının aldığı şekildir. En çok sağ elimin küçük parmağını severim. Küçükken bir kazayla kopmuştu. Kimbilir nerelerdedir, neler be­ ceriyordur. Bunlardan gocunduğumu sanmayın. Yaşa­ ma pek katılmadığım için, bu tür primler hiç ilgilendir­ mez beni.
A. Williams okurunun profil resmi
“Ya tepeden tırnağa şiddetsin, ya her şeyi fıkraya çeviriyorsun, ya da kapanmış bir yara gibi dilsizsin, dedi. Bilmem, dedim, zarar veriyor muyum sana? Değil de, insan bazen sevgi sözü söylerken bile korkuyor. Baban seni sever miydi, dedim. Başını okşar mıydı, sen bir şey söylemeden dönüp gülümser miydi, inanır mıydı sana, ağlarken gördün mü hiç, gözlerinin önünde anneni öptü mü, sesi sabaha mı benzerdi geceye mi, türkü söylediğini duydun mu, yanında gülebilir miydin, evini başkalarının evi kadar sevebildin mi hiç...”
A. Williams okurunun profil resmi
“Hepimiz sakat büyüyoruz. Tanrıya eklenmiş bir adam; cenneti yok da cehennem evin içinde. En iyi bildiğin konuda bile konuşamıyorsun. Söz, ağzında taşa dönüyor. Attığın her adım yanlış. Bir büyük gözaltı ki ölümden sonra da sürüyor. Sonra yaza yaza yaralarından bir baba yaratıyorsun. Sonra yaza yaza görüyorsun ki baban sevmeden ölmüş. İnsanlar ondan korktuğunda sevildiğini sanmış. Azıcık gülümsese, herkes bu çatlaktan sızacak ve onu yerle bir edecek! Buradan, yalnızca sevgi olan bir sevgi doğar mı hiç, heves doğar mı, özgürlük arzusu doğar mı, güzellik dünyamıza yürür mü, bir başkası bize sevinç verebilir mi...”
A. Williams okurunun profil resmi
bir tanımsızlığın, tanrısızlığın en uç, en müsrif noktasından bana karanfiller ve boyama kitapları getirmeye gittiğinden beri, girdiğim her otopsiden canlı ve bezgin çıkıyorsam, bunu adlandırmaya, yorumlamaya çalışırken en çok da hard chopin dinliyorsam, -sen-, bir son güne erişilmiş ve hayliyle saadet aşılmış demektir: kimsenin sevinci otoreaksiyon göstermez. bunları sırt çantandan akıta akıta yol alıyorsun. bana biraz daha hap ver.
A. Williams okurunun profil resmi
“birbirimizle ilk konuştuğumuzda yüzünü görmeyi çok istemiştim ancak buna fırsat vermemesi beni rahatsız etmişti. önümde bir heykel gibi hareketsiz ama esas duruşta da değil daha ziyade biraz öne eğik duruyordu. o zamanlar henüz onu yalnızca ölüm döşeğinde başörtüsüz görebileceğimi bilmiyordum.“
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.