Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

353 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Mîna Urgan kendini bir dinozor olarak tanımlıyor. Kendisini bir dinozor olarak nitelendirmesinin sebeplerinden biri yaşı, bir diğeri ise dinozoru "geçmişin doğruluğu kanıtlanmış ve yadsınamaz değerlerini yeni sentezler yaparak geleceğe taşımayı amaçlayan bir yaratık" olarak tanımlaması. #210461202 Mîna Urgan'ın yaşadığı dönemin tanınan simalarından kimler var bu kitapta? Mustafa Kemal Atatürk, Mim Kemal Öke, Aziz Nesin, Berna Moran, Sabahattin Eyüboğlu, Necip Fazıl Kısakürek, Halet Çambel, Halide Edip Adıvar, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Namık İsmail, Behice Boran, Abidin Dino, Neyzen Tevfik ve Sait Faik Abasıyanık gibi bir sürü isim... Kitap "Yaşlılık ve Ölüm, Çocukluk, Gençlik, Gençliğimde Tanıdığım Bazı Kişiler ve Siyasal" olmak üzere beş bölümden ve bir son sözden oluşuyor. Son sözde "Bu dinozorun anlatmak istediği daha başka şeyler de var. Ömrü vefa ederse, fazla uzun yaşamanın ayıbına katlanabilirse, bakarsınız onları da yazar günün birinde. Yani bu son söz, gerçekten bir son söz değildir belki de." diyen Mîna Urgan, sonrasında Bir Dinozorun Gezileri adlı kitabı da yazıyor. Mîna Urgan kitabın başında günlük tutma alışkanlığı olmadığından ve muhtemelen kendisini derinden yaralayan olayları hafızasından silmek istemesi sebebiyle iyi bir belleğe sahip olmadığından bahsetmiş ve ihtiyarların yaptığı gibi anılarını yazmaya başladığını söylemiş. #210138279 Ardından belleksiz bir toplum olmamızı önlemek için herkesin anılarını yazması gerektiğini eklemiş. #210138394 Özellikle kitabın ilk bölümünde yaşlanmanın sanıldığı gibi kötü bir durum olmadığından, bir insanın bedeni artık özgürce zıplayamazken zihninin hâlâ açık olabileceğinden ve hop hop zıplayabileceğinden, gençliğin mutluluğunun yalnızca gençlerin inanmadığı bir yalan olduğundan bahsetmiş Mîna Urgan. Gençler bedensel açıdan diğer yaş gruplarından avantajlıdır belki ama yaşamın bu evresi birçok sorunlarla, karmaşalarla, bunalımlarla doludur. Mîna Urgan'a göre bir insanın yaşamındaki en güzel yıllar gençlik değil, otuz beş ile kırk beş yaş arasıdır. #210139708 Bu durumu, kendini tanımaya çalışmış, güzel yaşamaya özen göstermiş insanların 30 yaşından sonra daha mutlu olduğunu gözlemlemiştim ve 30 yaşından sonra daha mutlu biri olacağıma dair garip bir inancım vardı. Mîna Urgan'ın tecrübesinin bu inancımı desteklemesi beni mutlu etti çünkü gençlik genç olmayanların gördüğü gibi hiç de eğlenceli, mutlu bir dönem değil. Aksine dünyada ne yapacağını bilememek, kurduğun her insan ilişkisinde kendinle yeniden tanışmak ve henüz sana iyi gelecek şeyleri keşfedememiş olmak yaşamı zorlaştırıyor. Mîna Urgan yaşamı boyunca birçok yanılgıya düştüğünü ve bu yanılgılardan ancak onları yaparak kurtulabileceği için pişmanlık duymadığını söylemiş ancak kurtulmak istediği halde bir türlü kurtulamadığı bir yanılgı ise sigara kullanmak. Sigarayı bırakabilenlere büyük bir saygı duyan ve sigarayı bırakamadığı için bir aşağılık duygusu olan Mîna Urgan bu histen doktorunun insanın alışkanlıklarıyla birlikte yaşlanması gerektiğini söylemesi sayesinde kurtulmuş. #210173762 #210173861 Çevremde gözlemlediğim ve çok garip bulduğum bir durum var: insanların sevgisizliği ve sebepsiz nefreti. İnsanların kendilerine ve bir başkasına hiçbir zararı olmadığı kimi insanlardan nefret etmesini hiçbir zaman anlayamam. Bir insan, kötü kalpli olmadığı sürece benim için sevilesi bir insandır ve birine bile isteye kötülüğü dokunmayan herkesi severim, birine karşı içimde yükselen sebepsiz bir kötü his olduğunda ise bunun sebebini ararım. Meğer Mîna Urgan da böyle biriymiş. #210367533 Mîna Urgan'la ortak görüşe sahip olduğum bir diğer konu ise zekâ ve duygu ile ilgili düşünceleri oldu. Bir insan ne kadar çok şey bilirse bilsin insanları anlamak için uğraşmıyorsa, insanı insan yapan temel duygulara sahip değilse o insanla iletişim kurmam, kuramam. Mîna Urgan ise bu durumu çok daha güzel anlatıyor: #210367782 Türkçe öğretmenliği okuyan biri olarak öğretmenliğe bu kadar bağlı olan ve öğretmenliği bir yaşam biçimi olarak benimseyen birinin anılarını okumak ayrıca değerliydi benim için. Öğretmenliğin içimde bir yerlerde saklı bir güç olarak zamanını beklediğini hissediyorum yıllardır ve öğretmen olduğumda tıpkı Mîna Urgan gibi severek yaptığım ve yaparken keyif aldığım bir iş için bana para verecek olmaları eminim ki garibime gidecek benim de. Kitapta beni şaşırtan ve üzen bir durum ise Mîna Urgan'ın Sait Faik Abasıyanık ile bir anısı oldu. Bir gün üstü başı kan içinde olan Sait Faik Mîna Urgan'ın evine gelince Mîna Urgan, arkadaşının o sıralarda beraber olduğu kız arkadaşı Eleni'yi öldürdüğünü sanıp Sait Faik'i saklamaya çalışmış. Mîna Urgan arkadaşı Eleni'yi gerçekten öldürmüş olsa da onu koruyacağını söylemiş kitabında. Bu satırları şaşkınlık içerisinde okudum. Genel olarak baktığımda ise kitapta unutmak istemeyeceğim, aklımın her zaman bir köşesinde kalmasını istediğim bir sürü anı ve anekdot var. Mîna Urgan'ın soyadını seçerken Necip Fazıl'ın önerisini kullanması, Mîna Urgan'ın evi olduğunu bilmeden evde oturanlarla ilgili küfürlü sözler söyleyen Aziz Nesin, Halet Çambel'in Necip Fazıl'ın "Ben erkek!" gösterilerine son vermesi, Halide Edip'le Atatürk'le ve diğer erkeklerle olan iletişiminde eski eşiyle yaşadıklarının etkisi, Mîna Urgan'ın küçük bir çocukken Mim Kemal Öke tarafından tedavi yöntemleri edilmesi, yine küçük Mîna ile yan yana bulunan Atatürk'ün onu bir birey olarak görüp fikirlerine önem vererek sohbet etmesi...
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,2bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
216 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.