Gönderi

137 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
‘Kimi zaman, göründüğüm kadar dost olmayışım bana acı veriyor. Birisi bana dostluk gösterince, vejetaryenler arasında bir etoburmuşum gibi sıkılıyorum. Bazı şeylerden söz etmemeyi güzel buluyorum. Benim idealim, yanlış anlaşıldığımda, sessizce izleyebilmek. Yanlış anlamayı onaylamak, işte bunu öğrenmek istiyorum. Sözümona düşmanları, sözümona dostlara tercih etmek, işte bunu öğrenmek istiyorum.’ . Kendimizde olmayanın cazibesi ne güzeldir! Hele ki ulaşması zorsa. Ama bir noktaya kadar. O sihirli sınırı geçtiğiniz anda bir kurt kemirir içinizi. Hastalık misali sürekli didikler durur. Kıskançlık başlar, kıyas da yarış da. Helmut ve Klaus’un karşılaşmalarından sonra yaşananlar gibi. Yıllar sonra denk gelen arkadaşlar (ve eşleri) birlikte vakit geçirdikçe farklar günyüzüne çıkar. . Martin Walser’den Ürkmüş Bir At düz/gösterişsiz bir metin ama çok gerçek. İnsanın karanlık yüzünün de aydınlık tarafı kadar olağan olduğunu gösteriyor. Sonunu da her okura farklı şeyler düşündürecek şekilde hazırlıyor. . Mustafa Tüzel çevirisi, Melis Özcan kapak tasarımıyla ~
Ürkmüş Bir At
Ürkmüş Bir AtMartin Walser · Alef Yayınevi · 200716 okunma
·
139 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.