Bankacılık sistemlerinin gelişmesinde siyasi kurumların oynadığı merkezî rol, belki de en belirgin şekliyle on dokuzuncu yüzyılın Amerika Birleşik Devletleri’nde gözlenebilir. Amerika'nın siyasi kurumları, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir bankacılık sisteminin oluşmasını sağladılar.