Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

416 syf.
4/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitabı seveceğimden neredeyse emindim. Elizabeth'e daha ilk andan hayran olmam ve Calvin ile olan ilişkisine bayılmam, kadınların iş ve eğitim hayatında yaşadığı zorluklara dair yapılan bazı nokta atışı tespitler ve çok ilginç bir yaklaşımla ara ara Altı Buçuk'un ağzından da olayları okumamız beni kalbimden yakalamıştı. Hâliyle aranan kan bulundu demiştim, kesin çok beğeneceğim bu kitabı. Ama olmadı, olmadı, olmadı. Neden? Devamı hafif spoiler içerir. 1) Kitaba ciddi bir duygusuzluk hâkim olduğu için Elizabeth'in hislerini belli ettiği bir iki sahne dışında dramatik sahnelerde üzülemedim, komik olması muhtemel sahnelerde eğlenemedim, sinir bozucu sahnelerde sinirlenemedim. Hatta çoğu zaman Elizabeth'i değil, bir robotu okuyormuşum gibi hissettim. 2) Hikâye 1960'larda geçiyor ama bence bu, yazarın umurunda değil çünkü Elizabeth'i tamamen günümüz kafasıyla yazmış. Mesela Elizabeth, evlilik dışı bir ilişki yaşamayı ve çocuk sahibi olmayı içinde bulunduğu döneme rağmen gayet olağan buluyor. Yahut programında, sponsorlarından birinin ürünü için “bu, zehirden farksız” deyip, ürünü çöpe atıp sponsorun açacağı davaya ve kanal sahibinin onu zaten sevmiyor olmasına rağmen programına devam edebiliyor. Halbuki böyle bir şeyi bırakın o yıllarda yapmayı, şimdi bile yapamazsınız. Mesela geçen yıllarda Ronaldo, önünden Coca Cola şişesini kaldırıp yerine su koymuştu ve günlerce bu konu konuşulmuş, bunu yapmaya başka kimse cesaret edemez denmişti. Kimse sponsoruna kafa tutmaz çünkü, tutamaz. Ama Elizbeth tutuyor ve hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ediyor öyle mi? Peki. 3) Ne kadar olgun, ne kadar zeki, ne kadar aklı başında olursa olsun 4-5 yaşlarında bir çocuğun; yaşına göre ağır kitaplar okuması, tehlikeli eşyalarla iç içe yaşaması ve ailesinin en trajik anılarını bilmesi yanlış. Bunun olağan bir şeymiş gibi gösterilmesi daha da yanlış. Yok Altı Buçuk onu tehlikelerden korurmuş, yok Mad çok olgun olduğu için zaten zarar görmezmiş... Öyle bir dünya yok arkadaşlar. En nihayetinde Mad bir çocuk, yetişkin değil. 4) Kitapta var olan bütün din adamları sapkın ve sahtekar, iyi olan din adamı ise aslında ateist. İnançsız bir insan görüşlerini çatır çatır savunuyor ama bir din adamı kendi görüşünü savunamıyor, hatta “fabllar dini metinlerden daha faydalı değil mi” gibi bir soruya bile cevap veremiyor. Çünkü yazara göre dini inancın savunulacak bir yanı yok ve bu fikri bize de dikte etmekten ve kitap boyu inançsız insanları aydın gibi gösterip inançlı insanları cahil gibi göstermekten çekinmiyor. Kusura bakmayın ama berbat bir zihniyet bu. Sözün özü, kitabın bazı sahnelerini gerçekten sevdim ama geneli için aynı duyguları hissedemedim. Zira bahsettiğim bu sıkıntılar beni bir hâyli rahatsız etti.
Bir Kimya Meselesi
Bir Kimya MeselesiBonnie Garmus · Altın Kitaplar · 20231,943 okunma
·
268 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.