Adı: Aylin
Standart hayatlarımızı bir kenara bırakın, çok alımlı, çok becerikli, elini attığı işi beceren, sosyal ve bir şekilde herkesin başını döndüren ve ilgiyi üstüne çeken bir kadın hayal edin. Bir ölümle başlayan kitap yine ölümle bitiyor, rahatlıkla yazabiliyorum zira spoilerlık bir durum yok. Giritli Deli Mustafa Naili Paşa’dan beriye gelen nesil ablası Nilüfer ve onun sarıp sarmaladığı can yoldaşı küçük kardeşi Aylin’e kadar geliyor. Hani insanların kim ya bu aristokrat ülkenin başındaki aileler diyeceğiniz bir ailede büyüyorlar. Farklı bir alanda aldığı eğitim sonrası yaşadığı hadiseler sonrası verilmesi çok zor bir karara imza atıyor doktorluğa yöneliyor Aylin Radomisli. Güneş ışığıyla yaptığı tedavi sonrası alanında bayağı meşhur oluyor ve bu meşhurlukta Türkiye’de değil Amerika’da oluyor. İlgiyi her ortamda üstünde topladığını söylemiştik, haliyle bu arkadaş grubuna ve eş seçimine de yansıyor, ne hikmettir o hep yaşlı erkeklere kendini daha yakın hissediyor, kendisini onların daha iyi anladığını söylüyor ısrarla, belki de güzelliğinin yanı sıra sanatta veya genel kültür anlamında da çok donanımlı olduğu için uçarı gençler onu tatmin edemiyordur.
Sadece sabah otobüste işe giderken ve servisle dönüşte okudum. Araca binsem de şunu bir okusam tadında hızla geçti zaman kitabı okurken. Gerçek hikayeden alınma olup olmadığını kitap bitene kadar yapamadım büyüsünü bozmak istemedim, siz de bir bakarsınız Aura farklı bir şey, o dönemde yaşamadan bir yorum yapmak farklı olur, aşırı etkileyici olduğu ısrarla belirtilen kişinin fotoğraflarını kitabın son sayfalarında görünce bilemedim açıkçası. Kitabın en etkileyici tarafı Aylin’in kişiliği belki de, ne şartta olursa olsun insanların ne olduğuna bakmaksızın onlara yardım etmeye çalışması, okuduklarımın hepsini yapamayacağımı düşünüyorum mesela, çok etkileyici, şu söz onu iyi özetliyor herhalde: “Hayatı kaldıramayabilirdim, bu bendeki aşk olmasa.” 
Ayşe Kulin
·
18 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.