Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
Ruha dokunan
Ah çok nahif çok tatlı mektuplar okudum ve nasıl bittiğini bile anlayamadım. Öncelikle içerik bakımından yorum yapayım. Zaman zaman dönemin siyasi yapısıyla ilgili çıkarımlar yapabildiğim yazılar da vardı. Sabahattin Ali'nin hayatını kaba taslak bilen biri olarak biraz daha detaylı araştırmaya teşvik etti beni. Onu biraz daha anlamaya çalıştım. Ayrıca sanatını, kalemini çok beğeniyorum, kullandığı kelimeler kurduğu cümleler, yönünden sevebileceğim gibiydi (ne çok fazla Arapça/Farsça kökenli olup anlaşılmaktan uzak ne de şu anki nispeten kaba dilimize yakın.). Açıkçası buraya minik ve hayali bir parantez açmak istiyorum, hem kendimi hem de çevremi eleştirmek adına. Bazen çok yapay bir dil kullanıyormuşum(uz) gibi hissediyorum maalesef ki ben de bu güruha dahilim. Birine özlem duysam "seni özledim" derim, anneme sordum sen ne dersin diye "Burnumda tütüyorsun" derim dedi, onun ki yine bana göre daha iyi, ama Sabahattin Ali "Seni göreceğim geldi" demiş. Söylediklerimiz aynı olsa bile kibarlık dereceleri ne kadar da farklı, en azından ben öyle düşünüyorum. Umarım ufak bir örnek de olsa anlatabilmişimdir. Kitaba geri dönecek olursak yazarımızın eşi ve kızına yazdığı mektupları barındırıyor. Her birini okurken hasretini burnumun ucunda hissettim sanki, onun yerine benim canım acıdı. İçinde pek çok yerde minik minik altını çizmeden de edemedim, bir ara bütün kitabı çizeceğimi zannetmiştim (bir ara alıntılarımı da paylaşmak istiyorum). Bittiği için biraz buruk hissediyorum, kitapta geçen son mektubundan sonra aşağı yukarı bir ay yaşamış o mektupta da onlara olan hasretinden onları görmeye geleceğinden bahsetmiş burası biraz kalbimi kırıyor, acaba görebildi mi? Keşke öldürülmeseydi de daha çok romanını, öyküsünü, mektubunu okuyabilseydik... Bu da böyle bir kitaptı
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,5bin okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.