Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

174 syf.
10/10 puan verdi
Üsküdarlı ~ Öznur Nizam Piantoni Kader, hayatın bize sunduğu sürprizlerin anahtarıdır. Bazen bizi ummadığımız yerlere götürür ama sonunda hep bir nedeni vardır. Hayatımızın dokusunu örer ve biz onun rengârenk desenlerinde yol alırız. Gül'ün hikâyesi, 1896 yılında Adapazarı'nın Süleymanbey köyünde erkek olması umuduyla kapıda dört gözle bekleyen babası onu görünce "hayırlı evlat olur" inşallah deyip evden çıktığında başlamıştı. Ondan önce 4 kız çocuğunu kucağına alan annesi, kocasına bir erkek evlat veremediği için çok üzülmüştü. Babasından ses çıkmayınca onun ismini annesi koymuştu. Ona Gül ismini vererek o doğduktan sonra evin bahçesine güller ekmişti. Onlar gibi güzel olsun istemişti. Maddi durumları neredeyse hiç yoktu. Evleri başını sokacak sefalet dolu üç odadan ibaretti. Annesi, babası ve üç ablasıyla birlikte hem hayvancılık yapıyor hem de tarlaları ekip biçiyorlardı. Günlerini çalışarak geçirirdi ki onunla çoğunlukla Hatice ablası ilgilenirdi. Küçücük yaşına bakmadan Hatice, Gül'e annelik ediyordu. Bu yüzden Gül, Hatice ablasını çok severdi. Derken bir gün İstanbul'dan onu evlat edinmek isteyen bir aile geldi. Kardeşlerinden, annesinden ve babasından ayrı kalacak olmak Gül'ü çok üzmüştü. Hıçkıra hıçkıra ağlamıştı. Neden ondan vazgeçildiğini anlamaya çalışıyordu. Ancak onu evlatlık edinen aile o kadar iyi o kadar sevgi doluydu ki... İbrahim ticaretle uğraşan elit ve zengin bir beyefendiydi. Havva Hanım ise oldukça nazik bir hanımefendiydi. Gül'ü evlatlık edindikten sonra onun adını değiştirmişlerdi. Bundan sonra onun adı Gül değil, Feride olacaktı. Adı gibi kaderi de değişmişti Gül'ün. Haftalarca eğitim almış, basit bir köylü kızından hanımefendi olma yoluna doğru, dünü bugüne bugünü ise yarınlarına katmıştı. Buraya geldiğinden beri hiç arkadaşı olmamıştı. Yaşı ilerledikçe yalnız başına oyun oynamak istemiyordu. Arkadaşlık özlemi çekiyordu. Böyle durumlarda kardeşlerini düşünüyordu. Bebekleri, kitapları, yaptığı resimleri bile can sıkıntısını engellemeye yetmiyordu. Çocukların seslerini duydukça o da aralarına katılmak istiyordu ama ailesi müsaade etmiyordu. Ta ki Selim devreye girene kadar. Selim Gül'ü daha küçücük yaşlarda korumaya başlamıştı. Böylelikle ikisininde sevgi kelebekleri yavaş yavaş midesinden kalplerine doğru kanat çırpacaktı. Babası gibi asker olmak isteyen Selim günü geldiğinde cepheye çağırılmıştı. Feride ve Selim mektuplaşmalarıyla büyüyen bir dostluğun ardından birbirlerine olan duygularını keşfetmeye başlamışlardı. Feride, Selim'in desteğiyle yazdığı yazıları dergilerde yayınlamaya başlamış ve adını hızla duyurmuştu. Artık herkes onu "Üsküdarlı" olarak biliyordu. Sonrasında ne/neler oldu? dediğinizi duyar gibiyim. Bence kitaba yönelik bu kadar spoi yeterli. Kitabın ilerleyen sayfalarında birden çok duygunun ele alındığı bu eseri muhakkak okumanızı tavsiye ederim. Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar diliyorum
Üsküdarlı
ÜsküdarlıÖznur Nizam Piantoni · Luna Yayınları · 202314 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.