Gönderi

Nörotransmitterlerin keşfi
Almanya doğumlu olup Avusturya'da yaşayan fizyolog Loewi, kalp atış hızını denetleyen iki siniri, yani iki akson demetini incelemişti: Vagus siniri kalp atışını yavaşlatır, hızlandırıcı sinir kalp atışını hızlandırır. Kurbağa üzerinde yaptığı önemli bir deneyde Loewi, vagus sinirini tetikleyip aksiyon potansiyeli göndermesini sağladı; böylece kurbağının kalp atışı yavaşladı. Vagus sinirini harekete geçirdiği sırada ve hemen ardından, kurbağa kalbinin etrafındaki sıvıyı çabucak topladı; bu sıvıyı, ikinci bir kurbağının kalbine zerk etti. Ne çarpıcıdır ki ikinci kurbaganın da kalp atışı yavaşladı! İkinci kurbağanın kalp atışını yavaşlatmak için aksiyon potansiyeli falan gönderilmemişti, bunun yerine, ilk kurbağanıin vagus sinirinden salgılanmış bir madde, kalp yavaşlatma sinyalini iletmişti. Loewi ve Britanyalı farmakolog Dale, çalışmalarını sürdürdüler ve vagus sinirinin salgıladığı maddenin, basit asetilkolin kimyasalı olduğunu gösterdiler. Asetilkolin, nörotransmitter işlevi görür, uzmanlaşmış bir reseptöre bağlanarak kalbi yavaşlatır. Kalp atışını hızlandırmak üzere hızlandırıcı sinirden salgılanan madde, adrenalinle ilışkılı başka bir basit kimyasaldır. Otonom sinir sistemi nöronları arasında sinyallerin, özgül kimyasal transmitterlerle taşındığını gösteren ilk bulgulara ulaştıkları için, Loewi ve Dale 1936 yılında Fizyoloji-Tip Nobel Ödülü'nü paylaştılar.
Sayfa 126
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.