Rüyaların içeriği nadiren düzenlenmiş çağrışımlarla hatırlanabilecek bir anlamsal ilişki sergilerler. Rüyalar tek tek karelerden oluşur, oysa belleğimiz olayların mantıklı bir şekilde birbirini takip ettiği süreçlerle daha kolay başa çıkar. Strümpell'in yaşadığı dönemde kullanması mümkün olmayan bir metaforla söyleyecek olursak: Rüyalar parça parça sahnelerin kaotik bir şekilde montajlandığı bir filme benzer. Bu yüzden bu sahnelerin aklımızda kalmamasına şaşırmamalıyız. Strümpell'e göre asıl muamma, rüyaları unutmamız değil, kimilerini bazen hatırlayabilmemizdir.